26 Şubat 2010 Cuma

ABDESTİN FAZİLETİ

ABDESTİN FAZİLETİ
26 SUBAT 2010 CUMA

Ebû Hureyre'den (r.a.) nakledilmiştir: Bir gün Resû­lullâh (s.a.v.) kabristana geldiler ve "es-Selâmü aleyküm dâre kavmin mü'minîn ve innâ inşâallâhü biküm lâhikûn" diye selâm verdi ve "Kardeşlerimizi görmeyi ne kadar da çok arzu ederdim." buyurdular. Ashâb-ı kiram:

"Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah?" dediler. Resûlullâh (s.a.v.):

"Sizler benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz (dünyâya) gelmeyenlerdir." buyurdular. Ashâb-ı kiram:

"Ümmetinizden henüz (dünyâya) gelmeyenleri nasıl tanıyacaksınız ey Allah'ın resulü?" dediler. Resûlullâh (s.a.v.):

"Düşünün ki bir adamın, ayakları ve yüzü beyaz olan atları var. O bu atları hepsi simsiyah olan atlar içinde tanımaz mı?" buyurdu. Ashâb-ı Kiram:

"Evet, tanır yâ Resûlallah!" dediler. Resûlullâh (s.a.v.):

"İşte onlar da abdestten dolayı böyle abdest azaları beyaz oldukları halde gelecekler. Ben onlardan önce ha­vuzumun başına varacağım. Dikkat edin, birtakım kimseler kayıp develerin kovulduğu gibi benim havuzumun başından kovulacaklar. Ben onlara: 'Gelin', diye seslene­ceğim. Bunun üzerine bana, "Onlar senden sonra (dinde) değişiklik yaptılar." denilecek. Ben de (Öyleyse) uzak ol­sunlar! Uzak olsunlar, diyeceğim." buyurdular.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder