21 Şubat 2010 Pazar

AMELLERİ ALLAH RIZÂSI İÇİN YAPMANIN KERAMETİ

AMELLERİ ALLAH RIZÂSI İÇİN YAPMANIN KERAMETİ
21 SUBAT 2010 PAZAR

"Üç kişi sefere çıkmış giderken yağmura tutularak dağda bir mağaraya sığınmışlar. Bunlar mağarada iken bir taş düşüp mağaranın kapısını kapamış. Birbirlerine 'İşlediğimiz en iyi hayır işleri yâd ederek Allah'a duâ edelim. Cenâb-ı Hakk'ın kapıyı açması umulur.' demişler.

Bunlardan birisi: "Ey Allah'ım! Bilirsin ki, benim yaşlı ihti­yar anamla babam, bir de küçük kız çocuğum vardı. Ben her gün koyunlarımla mer'âya çıkar, onları otlatır, sonra gelip sağardım. Sütü getirir, ihtiyar ana babama, sonra çocuğa, aile efradıma, refîkama içirirdim. Bir gece geç kalmıştım. Geldiğimde ebeveynim uyumuşlardı. Uyandırmak isteme­dim. Ayak ucumda da çocuğum durmadan ağlıyordu. (Fakat ben bunlar içmeden çocuğa içirmeği doğru bulmuyordum.) İşte o gece onlar uyuyarak, ben başlarını bekleyerek sabah­ladık. Allah'ım! Sen pek iyi bilirsin ki, ben bunu yalnız senin rızân için yaptım. Lütfunla şu kapıyı biraz aç da gökyüzünü görelim!" diye duâ etti. Bunun üzerine kapı biraz açıldı.

Diğeri şöyle dedi: "Allah'ım! Sen en iyi bilirsin ki ben, am­camın kızlarından birisini severdim. Ben ona muhabbet gös­terdikçe, 'Bana yüz dinar vermedikçe benden bir karşılık göremezsin.' derdi. Bu parayı kazanmak için çalıştım. Niha­yet bu parayı kazanıp amcamın kızına getirdim. Bana: Ey Allah'ın kulu, Allâh'dan kork! dedi. Ben de kalktım, bırakıp çekildim. Ey Rabbim, Sen pek iyi bilirsin! Ben bunu yalnız senin rızân için yaptım. Binâenaleyh inayetinle bizi buradan kurtar!" dedi. Bunun üzerine kapının üçte ikisi açıldı.

Üçüncüsü de şöyle dedi: "Allah'ım! Sen her şeyi bilirsin ki, ben bir ölçek darı ile bir işçi kiralamıştım. Verdiğim halde bu adam ücretini almadan bırakıp savuşmuştu. Ben bunun darısını ektim. Mahsûlü ile bir sığır sürüsü, bir de çoban aldım. Bir müddet sonra bu işçi geldi ve bana: 'Ey Allah'ın kulu, benim hakkımı ver!' dedi. Ben de ona haydi git, şu sı­ğırlar ve çoban senindir, dedim. Bana: Benimle alay mı ediyorsun! dedi. Ben, hayır, alay etmiyorum, hakikaten bunlar senindir, dedim. Bunları alıp götürdü. Yâ Rab! Sen her şeyi bilirsin! Ben bu malı ancak rızan için verdim. Lüftunla bizi buradan kurtar!" diye duâ etti. Mağaranın kapısı tamamıyla açıldı, üç arkadaş mağaradan çıktılar."
(Sahîh-i Buhâri)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder