11 Temmuz 2010 Pazar

DUA 3 ŞEKİLDE KABUL OLUR

DUÂ 3 ŞEKİLDE KABUL OLUR
11 TEMMUZ 2010 PAZAR

Hikmet ehli bir zat buyuruyor ki: Allahü teâlâ, edilen duâyı üç şekilde kabul eder:

1. Hemen, yani duâyı yaparken peşin kabul eder.

2. Kabul eder; ama hemen vermez, yani veresiye kabul eder. Biz istediğimiz kadar yalvaralım, gözyaşı dökelim, Allah diyelim. Peki, ne zaman verir? Ölürken verir, kabirde verir, mahşerde verir, mizanda verir, sırat köprüsünde verir, en son Cennette verir. Yani mutlaka verir.

3. Ne dünyada verir, ne de ahirette. Peki, ama Allahü teâlâ; “Ben duâları kabul ederim.” buyuruyor. Evet, kabul ediyor; ama o istenileni vermiyor, onun yerine başka şey veriyor. Belki de istediğimizden daha kıymetlisini veriyor. Ne kadar derdimiz, hastalığımız, başımıza gelecek belâ varsa, o duâya karşılık olarak hepsini alıyor.

Müminler Allahü teâlânın rızası için bir araya geldiklerinde, hiç konuşmasalar bile feyz, bileşik kaplardaki gibi, kalbden kalbe akar. Hele bir de, İmam-ı Rabbanî hazretleri gibi büyüklerin ismi zikredilirse, bu meclislere feyz, oluk oluk akar.

Bir Müslüman, sırf Allahü teâlânın rızası için bir başka Müslüman kardeşini ziyaret ederse, kendisine 100 000 nafile hac sevabı verilir. Müminin yüzüne sevgiyle bakanın, günahları dökülür.

Cebrail aleyhisselâm, 2 rekât namaz kılmış, bu 2 rekât namazı kılması tam 4000 ahiret senesi sürmüş. Sonra; “Yâ Rabbi! Kâinat yaratıldığından beri acaba böyle namaz kılan başka bir kulun var mı?” demiş. Allahü teâlâ buyurmuş ki:

“Ahir zamanda gelecek olan ümmet-i Muhammedden bir kulum, 2 rekât namaz kılacak, hatayla, kazayla, her türlü düşüncelerle ve kaç rekât kıldığını bilmeyerek kılacak. Onların birkaç dakikada kıldığı 2 rekât namaz, senin 4000 senede kıldığın namazdan daha makbul olacak.”

- Yâ Rabbi! Neden bu kadar kıymetli olacak?

- Çünkü onlar dünya sevgisinden uzaklaşacaklar, nefslerinin şerrinden kurtulmaya çalışacaklar, şeytanın vesvesesine aldanmayıp, Allahü ekber diyecekler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder