13 Aralık 2009 Pazar

HZ. EBÛ BEKİR'İN FAZİLETİ

HZ. EBÛ BEKİR'İN FAZİLETİ

Hz. Ömerü'l-Fârûk'a (r.a.) bir hatibin hutbede Hz. Ebû Bekir'in (r.a.) ismini okumadığı haberi gelince ağlayarak şöyle buyurdular: "Vallahi, Ebû Bekir'in bir gecesi ve günü Ömer'den ve Ömer'in bütün aile efradından hayırlıdır."

Gecesi: Resulü Ekrem (s.a.v.) Hz. Ebû Bekir (r.a,) İle Mekke'den gece vakti ayrılıp Medine'ye hicret etmek üzere yola çıktığı zaman, Ebû Bekir (r.a.) bâzan Resulü Ekrem'in (s.a.v.) önüne, bâzan ardına, bâzan sağına ve bâzan da soluna geçerek yürürdü. Resulü Ekrem Ebû Bekir'e (r.a.):

"Niçin böyle yapıyorsun?" diye sorunca "Sizi korumak için böyle yapıyorum, yolda pusu kurduklarını düşünerek öne geçiyorum, takip ederler diye ardınızdan yürüyorum." dedi.

Resulü Ekrem'in (s.a.v.) o gece yürümekten parmakları soyuldu, ezildi ve İncindi. Hz. Ebû Bekir, Resulü Ekrem'i (s.a.v.) mağara kapısına kadar sırtında götürdü ve;

"Seni Hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, mağaraya önce kendim girmeden İçeri koymam. Bir şey varsa zararı bana dokunsun." dedi ve içeri girdi. Bir tehlike olmadığını gördükten sonra Resûlullâh ı mağaraya davet etti. Hz. Ebû Bekir mağara içinde yılan ve benzeri zararlı haşere deliklerine ayaklarını koydu ve yılan Ebû Bekir'in ayagını ısırdı. Acısından Ebû Bekir'in (r.a.) akan gözyaşları Resûl-ü Ekrem'in yanaklarına döküldü. Resulü Ekrem (s.a.v.);

"Korkma, Allah bizimledir." buyurdu. Allâhü Teâlâ, Resûlü'ne sekîneti ve Ebû Bekir'e de tumânîneti (kalb huzuru) nasîb etti. İşte gecesi budur.

Gündüzü ise; "Resûlullâh (s.a.v.) vefat edince, kabilelerin çoğu dinden çıktılar. Bazıları, 'namaz kılarız fakat zekât vermeyiz,' dediler. Ebû Bekir'in (r.a.) yanına gittim ve "Bunlara karşı yumuşak davran ve idare ile muamele et." dedim. Bana "Bunlar câhiliyet devrinde cebbar, İslâmiyet'te ise korkak, böyle şey olmaz. Resulü Ekrem'in irtihâli ve vahyin kesilmesi ile onları azdıran sebeb nedir? Vallahi, Resulü Ekrem'e verdikleri bir deve yularını bana vermezlerse onlarla harbederim." dedi ve biz de ona uyarak harb ettik. İçtihadında, kararında cidden isabet etmişti. İşte günü de budur." buyurdu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder