31 Aralık 2011 Cumartesi

HAYIR VAAT EDEN AYETLER

HAYIR VAAT EDEN AYETLER
31 ARALIK 2011 CUMARTESİ


Hayır ve şer Allah’tandır. Hayır, insanların tercih, rağbet ve arzu ettiği şeydir. En iyi, en faydalı, en güzelidir. Hayır şer ve zararın zıddıdır.

Hayır, kelimesi 176 ayette geçer. Allah'ın verdiği akıl, güç, nimetlerin teşekkürüdür. İnsan hayırlı olunca, insan insan olur.

İşte Kuran-ı Kerime göre en hayırlı işler...


Allah en hayırlıdır. (Taha-73)

Allah'ın haramlarından sakınmak sizin için en hayırlıdır. (Hac-30)

Ailede proplem varsa hakemle çözülür. Allah bu şekliyle başarılı kılar. (Nisa-35)

Bütün hayırlar Allah'ın elindedir. (Al-i İmran-126)

Allah yardım edenlerin en hayırlısıdır. (Al-i İmran-150)

Hüküm verenlerin en hayırlısı Allah'tır. (Araf-87)

Allah'ın dinine, ve Müslümanlara tuzak kuranlara Allah cezalandıranların (tuzak kuranların) en hayırlısıdır.(Enfal)

Allah rızk verenlerin en hayırlısıdır. (Hac-58)

Allah merhamet edenlerin en hayırlısıdır. ( Müminun-109)

Konuk edenlerin (hane sahibi) en hayırlısıdır. (Müminun-29)

Allah kalplerinizde hayır olduğunu (iman, iyi niyet) bilirse sizi bağışlar. (Enfal-70)

Allah rahmetini dilediğine tahsis eder. (Bakara-105)

Kurbanlık hayvanlarda hayır vardır. (Hac-36)

Merhametlilerin en hayırlısı Allah'tır. (Müminun-118)

Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım. (Kasas-24)

Allah en güzel koruyandır. (Yusuf-64)

Bazı insanlar mal sevgisi sebebiyle çok katıdır. (Adiyat-8)

Sizden hayra davet edenler olsun. (Al-i İmran-104)

Allah bizi hayır ve şerle deniyor. (Enbiya-35)

Kendiniz için hayırlı işi yaparsanız Allah'ın katında bulacaksınız. (Bakara-110)

Bilinçli oruç tutarsanız sizin için bu en hayırlısıdır. (Bakara-184)

Hayırlı iş için yakınlarınızı tercih edin. (Anne-babanız akrabalar, yetimler, fakirler...) (Bakara-215)

Yetimlerle ilgilenirseniz sizin için daha hayırlıdır. (Bakara-220)

Mümin erkek ve bayanlarla evlenin, sizin için daha hayırlıdır. (Bakara-221)

Hayırlı ümmetsiniz. (Al-i İmran-110)

Mümin erkek ve bayanlarla evlenin, sizin için daha hayırlıdır. (Bakara-221)

Sulh hayırlıdır. (Nisa-128)

Takva giysisi en hayırlıdır. (Araf-26)

Tevbe ederseniz sizin için daha hayırlıdır. (Tevbe-3)

Ölçüleri, tartıları, görevleri doğru yapmanız sizin için daha hayırlıdır. (İsra-35)
Ahiret hayatı için Salih ameller en hayırlı işlerdir. (Kehf-46)



AYET VE HADİSLERLE KİŞİSEL GELİŞİM Kitabı'ndan Alıntılanmıştır.

8 Kasım 2011 Salı

KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN



AYISIGI BLOG olarak sevgili okurlarimizin ve tüm Islam aleminin Ramazan Bayramini en icten dileklerim ile kutlar, saglik mutluluk ve esenlikler dilerim. Sevdiklerinizle birlikte nice bayramlara insaAllah.
Ramazan Bayraminiz mübarek olsun - Ramazan Bayramınız mübarek olsun - Ramazan Bayramınız mübarek olsun - Ramazan Bayraminiz mübarek olsun
Saygilarimla
Blog Editörü

4 Kasım 2011 Cuma

İl il bayram namazı vakitleri

İl il bayram namazı vakitleri
04 Kasım 2011 Cuma

Kurban Bayramının olduğu 6 Kasım Pazar günü kılınacak bayram namazı saatleri şöyle...

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın verilerine göre Kurban Bayramı namazı 6 Kasım Pazar sabahı Ankara'da 7.04, İstanbul'da 7.23, İzmir'de 7.24 , Iğdır'da 6.20, Çanakkale'de 7.31'de kılınacak.

Kurban Bayramı namazı vakti, depremin etkili olduğu Van'da 6.19, KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da ise 6.51 başlayacak.

İllere göre namaz vakitleri şöyle:

Adana 6.48 Adıyaman 6.38 Afyonkarahisar 7.11 Ağrı 6.23 Aksaray 6.56 Amasya 6.54 Ankara 7.04 Antalya 7.06 Ardahan 6.28 Artvin 6.32 Aydın 7.20

Balıkesir 7.24 Bartın 7.11 Batman 6.27 Bayburt 6.36 Bilecik 7.16 Bingöl 6.31 Bitlis 6.24 Bolu 7.11 Burdur 7.09 Bursa 7.20

Çanakkale 7.31 Çankırı 7.03 Çorum 6.58

Denizli 7.14 Diyarbakır 6.30 Düzce 7.13

Edirne 7.34 Elazığ 6.36 Erzincan 6.37 Erzurum 6.31 Eskişehir 7.13

Gaziantep 6.40 Gümüşhane 6.39

Hakkari 6.15 Hatay 6.43

Iğdır 6.20 Isparta 7.08

İstanbul 7.23 İzmir 7.24

K.Maraş 6.43 Karabük 7.09 Karaman 6.56 Kars 6.25 Kastamonu 7.04 Kayseri 6.51 Kilis 6.40 Kırıkkale 7.02 Kırklareli 7.32 Kırşehir 6.57 Kocaeli 7.18 Konya 7.01 Kütahya 7.15

Malatya 6.39 Manisa 7.23 Mardin 6.27 Mersin 6.50 Muğla 7.16 Muş 6.27

Nevşehir 6.54 Niğde 6.52

Ordu 6.47 Osmaniye 6.44

Rize 6.37

Sakarya 7.16 Samsun 6.54 Siirt 6.23 Sinop 7.01

Ş.Urfa 6.34 Şırnak 6.20 Sivas 6.47

Tekirdağ 7.28 Tokat 6.51 Trabzon 6.40 Tunceli 6.36

Uşak 7.15

Van 6.19

Yalova 7.21 Yozgat 6.56

Zonguldak 7.13
Anahtar Kelimeler: kurban bayramı namaz saatleri - istanbul bayram namazı saati - ankara bayram namazı saati - il il bayram namazı saati - bayram namazı vakti

28 Ekim 2011 Cuma

Kurbanlık alirken dikkat!

Kurbanlık alırken dikkat!
28 Ekim 2011 Cuma

Kurbanlık hayvanlarda kesim öncesi ve sonrası kontrol, yaygın olarak görülen tüberküloz ve şarbon gibi insan sağlığını tehdit eden hastalıkların tespiti açısından son derece önemli...

Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Sinan Sağlam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yerel yönetimler başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlar ile alışveriş merkezlerinin, veteriner hekim kontrolünde yaptığı kurban satışlarının güvenli olduğunu, sorunun daha çok mahallinde yapılan kurban satışı ve kesimlerinde yaşandığını söyledi.

Sağlam, mahallinde yapılan kurban satışlarında en çok iki konunun suiistimal edildiğine dikkati çekerek, besili göründüğü için gebe hayvan ve yaşı küçük hayvanların satılmasına çok sık rastladıklarını, özellikle fiyatları nispeten düşük olması nedeniyle tercih edilen dişi hayvanlarda kötü bir sürpriz yaşamamak için gebelik muayenesinin uygun olacağını belirtti.

-''Taze balık seçmeye benziyor''-

Hastalıklı veya sağlıklı bir hayvanı diğerlerinden ayırt edebilmek için basit bazı işaretlere, bulgulara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Sağlam, şunları kaydetti:

''En basit ve pratik şekilde, hayvana baktığınız zaman gözünün, aşırı kırmızı, donuk veya akıntılı olması bir hastalık emaresidir. Gözün çok parlak ve bize bakan yönüyle çok canlı olması gerekiyor. Taze balık seçmeye benziyor. İkinci işaret burun akıntısı. Özellikle burundan bir akıntı geliyorsa da şüphelenecekler. Hatta ilimizde şu an duyduğumuz kadarıyla belli mihraklarda şap hastalığı yaygınlaştı. Bunda da burun akıntısı ve tırnak aralarında herhangi bir yara bere yoksa, hayvan sağlıklıdır. Üçüncü olarak deriye bakmak lazım, eğer hayvanın derisi parlak, narin gözüküyorsa bu hayvan sağlıklı bir hayvandır. Bir de hayvanı yürüttüğünüzde sağlıklı bir yürüyüş sergilemesi gerekiyor. Hayvan donuksa, yürümeye mecali kalmamışsa, bu da bir hastalık emaresidir. Yani parlak, canlı göz, akıntısız burun ve parlak bir deriye sahip olması ve normal bir yürüyüş sergilemesi basit anlamda hayvanın sağlıklı olduğunu gösteren en tipik işaretlerdir.''

-''Hayvan tüberkülozu çok yaygın''-

Fiziki kontrolün önemli, ancak her zaman yeterli olmayabileceğine işaret eden Sağlam, şöyle devam etti:

''Görsel olarak baktığımız zaman bir hastalık çıkmıyor, ama üzülerek ifade edeyim ki hayvan tüberkülozu çok yaygın. Biz çok karşılaşıyoruz. Özellikle kendi avlusunda, bahçesinde kesim yapan yurttaşlarımız bayram sırasında acilen bizlere ya da meslektaşlarımıza başvurup, kestikleri hayvanın iç organlarını beğenmediklerini söylüyor. Bu çok yaygın. O yüzden, unutmamak lazım ki en iyi kontrol kesim sonrası yapılandır. O nedenle veteriner kontrolünün yapıldığı yerlerden kurbanlık almak en garantili yoldur.''

-En tehlikelisi şarbon ve tüberküloz-

Mahallinde kesim yapan vatandaşları özellikle insan sağlığını tehdit eden şarbon ve tüberküloz konusunda uyaran Sağlam, bu hastalıkları taşıyan hayvanlara ilişkin şu bilgileri verdi:

''Vatandaşlarımızın özellikle şöyle bakması lazım; kaburgalarda beyaz, pembe, krem tarzında karnabahar gibi üremeler varsa ve akciğer kaburgalara yapışıksa ve yine bağırsaklarda irin odakları ve kırmızı kırmızı yaygın kanamalar görüyorsa o hayvanı hemen bir veteriner hekim çağırarak baktırması gerekiyor. Aksi takdirde tüberküloz taşıyan o et tüketime girdiği zaman ciddi insanlara bulaşma yapabiliyor.

Kesim sonrası bölgemizde görülen şarbon (antraks) çok tehlikelidir. Eğer hayvan kesildiği zaman kan pıhtılaşmıyorsa, yani 3-5 dakika geçmesine rağmen kan hiçbir surette pıhtılaşmıyorsa, hayvan kesildiğinde özellikle anüsünden kan geliyorsa, yine dalak çamur renkli ya da koyu renkte ise ve normalden çok büyük, iki misli büyüklüğe çıkmışsa burada mutlaka hemen kesim durdurulmalı. Çünkü bu bulaşı eldeki çizik, çatlaklardan da geçiyor. En tehlikelisi şarbondur. Şarbona karşı çok ciddi şekilde dikkatli olalım. Böyle bir durumda hemen bir veteriner hekime başvurulmalı ve teşhis konulmalıdır.''

Sağlam, ayrıca hayvanlarda bağırsaklardaki pis koku ile karakterize olan ''koyun-keçi vebası'', yalancı tüberküloz, çiçek, şap ve yanıkara gibi hastalıklara da rastlanıldığını belirtti. Sağlam, çok tehlikeli olan ''delidana'' hastalığının bugün itibarıyla Türkiye için tehdit oluşturmadığını bildirdi.

-Doğu ve Güneydoğu'dan getirilen hayvanlarda risk-

Sağlam, fiziki görüntü kontrol edilirken, kulak küpesinin de aranması gereken özellikler arasında bulunduğunu belirterek, bunun en azından hayvanı satın alacak kişiye bir güvence verdiğini belirtti.

Doğu ve Güneydoğu'dan getirilen hayvanlarda özellikle risk unsurunun bulunduğuna işaret eden Sağlam, ''O da şu; Kuzey Irak'ta ciddi bir hayvan ticareti var. O hayvan ticaretinde gayriresmi hayvan geçişleri oluyor. Onlar yerli hayvanmış gibi getirilip buralarda pazarlanabiliyor'' dedi.

Kaynak: AA

Kurbanlik seçmenin püf noktalari!

Kurbanlık seçmenin püf noktaları!
28 Ekim 2011 Cuma


Mübarek Kurban Bayramı'na sayılı günler kala bayramda kurban kesmeyi düşünenlere uzmanlar, sağlıklı kurban seçmenin püf noktalarını açıkladı.

Eskişehir-Bilecik Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı İrfan Günel, sağlıklı bir hayvanın dış görünüşü düzgün, tüyleri parlak ve gözlerinin canlı olması gerektiğini söyledi.

Günel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurbanlık alırken özelikle veteriner hekim denetimi, sağlık raporu ve küpesi olan hayvanların tercih edilmesi gerektiğini kaydetti.

Hayvanın sağlıklı olup olmadığı şüphesine düşen vatandaşların veterinerlerden yardım istemesi gerektiğini anlatan Günel, şöyle konuştu:

''Kurbanlıklar, kurban komisyonları tarafından sağlıklı hayvanların satılması gereken yerlerin tespit edildiği pazarlardan alınmalıdır. Sağlıklı bir hayvanın dış görünüşü düzgün, tüyleri parlak, gözleri canlı olmalı, ağız-burun akıntısı ve fiziksel bir kusuru olmaması gerekir. Özelikle dişi hayvanların gebe olmaması gerekir. Herhangi bir şüphede mutlaka veteriner hekimden destek alınmalı. Hayvanlardan insanlara bulaşabilen 250 çeşit hastalık var. Bu hastalıkların bazıları ölüme sebebiyet verir. Bunların önlenmesi için mutlaka 'veteriner hekim kontrolü olmalıdır' diyoruz.''

-''Hayvanın karın bölgesine değil, but ve kalçaya bakılmalı''-

Küçükbaş hayvanların annesi büyüklüğüne ulaştığında, büyükbaşların ise ''çapa'' diye tabir edilen azı dişini çıkardıktan sonra kurban edilebileceğini ifade eden Günel, zayıf, hastalıklı, yeterli eti olmayan ve damızlık niteliğindeki hayvanların kesilmemesini önerdi.

Günel, kurban kesimlerinin modern kesimhanelerde denetimli olarak yapılması gerektiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:

''Büyükbaş hayvanların but ve kalça kısmına bakarak besili olduğu anlaşılabilir. Küçükbaş hayvanlarda da aynı şekildedir. Ancak küçükbaşlarda tüyü fazla ise elle yoklayarak besili olup olmadığını anlayabiliriz. Ayrıca hayvan pazara çıkarılmadan bir iki gün önceden tuzlu yiyeceklerle beslenip ardından su verilirse kantara çıktığı zaman 3-5 kilo fark eder. Görüntüde de özellikle karın kısmında farklılık göze çarpar. Ancak, üreticimizin buna tenezzül etmeyeceğini ümit ediyorum.''

İthal kurbanlık hayvanlara da değinen Günel, ''Son iki yıldır yurda çok fazla ithal hayvan geliyor. Sağlık kontrollerinin yapıldığı öngörüldüğünde hiçbir problem olmayacağını düşünüyorum'' dedi.

Kaynak: AA

24 Ekim 2011 Pazartesi

Türkiye'de meydana gelen en büyük depremler

Türkiye'de meydana gelen en büyük depremler
24 Ekim 2011 Pazartesi


Van'da meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki deprem Cumhuriyet tarihi boyunca Anadolu'da meydana gelen en büyük depremlerden biri olarak kayıtlara geçti.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün verilerine göre, Cumhuriyet tarihinin en büyük depremlerinden biri 7 Mayıs 1930'da Hakkari'de, İran sınırına yakın bir noktada meydana geldi. 7,2 büyüklüğündeki bu depremde kayıtlara göre 2 bin 514 kişi hayatını kaybetti.

Cumhuriyet tarihinin en büyük depremi 27 Aralık 1939'da Erzincan'da meydana geldi. 7,9 büyüklüğündeki bu depremde 32 bin 968 kişi öldü, yaklaşık 100 bin kişi yaralandı. Kışın en şiddetli günlerinde meydana gelen bu felaketin ardından yurt çapında yas ilan edildi. Yardım konvoyları, soğukla da mücadele eden depremzedelere ancak iki gün sonra ulaşabildi.

20 Aralık 1942'de Tokat'ın Niksar ve Erbaa ilçelerini etkileyen 7 büyüklüğündeki depremde yaklaşık 3 bin kişi yaşamını yitirdi, 6 bin 300 kişi yaralandı.

26 Kasım 1943'te Samsun'un Ladik ilçesinde meydana gelen 4 bin kişinin hayatını kaybettiği depremin büyüklüğü de 7,2 olarak ölçüldü.

1 Şubat 1944'te Bolu'nun Gerede ilçesinde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremde 3 bin 959 kişi öldü, çok sayıda insan evsiz kaldı.

18 Mart 1953 yılında Çanakkale Yenice'de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremde 265 kişi yaşamını yitirdi.

25 Nisan 1957'de Fethiye açıklarında, aynı yıl Mayıs ayında ise Bolu Abant'ta 7,1 büyüklüğünde depremler oldu. Fethiye'de 67, Abant'ta ise 52 kişi öldü.

19 Ağustos 1966'da Muş Varto'da meydana gelen depremde 2 bin 396 kişi öldü, bin 489 kişi yaralandı. Varto'nun karşılaştığı bu en şiddetli depremin büyüklüğü 6,9 olarak ölçüldü. Bir yıl sonra 22 Temmuz 1967'de Adapazarı Mudurnu'da meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremde de 89 kişi yaşamını yitirdi.

28 Mart 1970'de Kütahya Gediz'de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremde bin 86 kişi öldü, bin 260 kişi yaralandı.

6 Eylül 1975 yılında Diyarbakır Lice'de 2 bin 385 kişinin öldüğü depremin büyüklüğü ise 6,6 olarak ölçüldü.

24 Kasım 1976 Van'ın Muradiye ilçesinde meydana gelen depremin büyüklüğü 7,5 olarak ölçüldü. Bu depremde 3 bin 840 kişi yaşamını yitirdi, birçok kişi yaralandı.

30 Kasım 1983 yılında ise Erzurum ve Kars'ı etkileyen 6,9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremde bin 155 kişi öldü, bin 142 kişi yaralandı.

13 Mart 1992'deki Erzincan depremi bu ille birlikte Tunceli'yi de vurdu. 6,8 büyüklüğündeki bu depremde 653 kişi yaşamını yitirdi. Yaralı sayısıysa 3 bin 850 olarak belirlendi.

Dinar'da 1 Ekim 1995'te meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremde 90, 27 Haziran 1998'de Ceyhan'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremde ise 146 kişi yaşamını yitirdi.

17 Ağustos 1999'da Gölcük'te meydana gelen depremin büyüklüğü 7,8 olarak ölçüldü. Felakette resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişi yaşamını yitirdi. Onbinlerce kişinin yaralandığı bu depremde 73 bin 342 ev hasar gördü.

12 Kasım 1999'da deprem bu kez Düzce'yi vurdu. 7,5 büyüklüğündeki bu depremde 763 kişi hayatını kaybetti.

3 Şubat 2002'de Afyon-Sultandağı'nda meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremde ise 44 kişi yaşamını yitirdi.

1 Mayıs 2003'te Bingöl'de meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremde de 176 kişi hayatını kaybetti.

23 Ekim 2011 Pazar

VAN'DA Kİ DEPREMİN BÜYÜKLÜGÜ 7.2 OLARAK DÜZELTİLDİ

VAN'DA Kİ DEPREMİN BÜYÜKLÜGÜ 7.2 OLARAK DÜZELTİLDİ
23 Ekim 2011 Pazar

Van'da Tabanlı köyü merkezli 7,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Kızılay, Erciş’te 25 bina ve 1 öğrenci yurdunun yıkıldığını açıklarken, Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, depremde 700 ila 1000 kişi arasında vatandaşın hayatını kaybetmiş olabileceğini tahmin ettiklerini söyledi. Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz ise ilk acı haberi verdi. Adilcevaz ilçesine bağlı Aydınlar Beldesinde 8 yaşında bir kız çocuğunun enkaz altında kalarak hayatını kaybettiğini açıkladı.

İLK BELİRLEMELERE GÖRE 28 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ 60 KİŞİ YARALANDI
İlk belirlemelere göre Erciş’te 28 kişinin hayatını kaybettiğini 60 kişinin yaralandığını duyurdu. Bitlis'te ise enkazdan 8 yaşındaki bir kız çocuğunun cesedi çıkarıldı.

Van'da 7.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından yapılan açıklamada, ''Deprem, Van ve ilçelerinde çok kuvvetli hissedilmiş olup, ilk belirlemelere göre hasar ve can kaybı meydana getirmiştir'' denildi.

Merkez üssü Tabanlı ilçesi olan deprem 13:41'de meydana geldi. Kentte bazı evler yıkıldı, bir çok ev hasar gördü. Telefonlar sustu, elektrikler kesildi.

Artçı sarsıntılar nedeniyle çevre illerdeki vatandaşlar da evlerini terk ederek sokaklara çıktı. Depremde kent merkezinde çok sayıda binanın çöktüğü belirtildi. Kazım Karabekir Caddesi'nde bulunan 7 katlı binanın çökmesi sonucu bazı vatandaşlar enkaz altında kaldı. İtfaiye ekipleri enkaz altındaki vatandaşları kurtarmaya çalışıyor.

BEŞİR ATALAY'IN İLK AÇIKLAMALARI ŞÖYLE
''Van merkezde 10 bina, Erciş'te 25-30 bina ve 1 yurt yıkıldı. Köylerle ilgili henüz tam bir tespit yapılmış değil. İlk andan itibaren hem acil afet yönetiminin hem de Kızılay ve sağlık ekibinin tüm imkanları seferbar edildi. Hava soğuk olduğu için ısınma ve gıda malzemelerine öncelik tanındı.

SAĞLIK BAKANI VAN'DA, SAĞLIK KONUSUNDA SIKINTI YOK
Biraz önce Ulaştırma Bakanı'yla görüştük. Acil durumlar için 112 ve 155 numaralı telefonlar kullanılsın.

Kızılay’dan yapılan açıklamada, bölgede iş makinasına büyük ihtiyaç duyulduğu belirtilerek özellikle bölgedeki iş adamları ve müteahitlere çağrı yapıldı.

Afet bölgesine içme suyu sıkıntısı çekildiği belirtilirken, battaniye, yiyecek ve çadır yardımının 24 veya 48 saat içerisinde tamamlanacağı bildirildi.

KANDİLLİ: 1000 CAN KAYBI TAHMİN EDİYORUZ
Kandilli Rasathanesi, 6.6 olarak açıklanan depremin büyüklüğünü 7.2 olarak açıkladı.

Kandilli'den yapılan diğer açıklamalar şöyle:
- Depremin sığ bir deprem olduğunu, hasarın Van ve Erciş arasında yoğunlaştığını tahmin ediyoruz.
- Şimdiye kadar görülen en büyük artçı 5.5 büyüklüğünde.
- Depremin şiddeti 8 ile 9 arasında. depremin 9 şiddetinde hissedildiği bölgelerde hasar büyük.
- Bin dolayında evin hasar gördüğünü tahmin ediyoruz. Yaklaşık bin can kaybı tahmin ediyoruz. ama bu rakam daha fazla da çıkabilir.
- 20'nin üzerinde artçı sarsıntı oldu.

YARALANAN 50 KİŞİ HASTANEYE GETİRİLDİ
Bazı ev ve iş yeri enkazından çıkarılan yaralılar, hastanelere ulaştırılmaya başlandı.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, artçı sarsıntıların devam etmesi nedeniyle hastalar bahçeye taşındı. Depremdeki enkazdan yaralı kurtarılan yaklaşık 50 kişiye ilk müdahaleleri hastane bahçesinde yapılıyor. Yaralılar arasında emniyet ve jandarma görevlileri de bulunuyor.

Enkazdan çıkarılan ve henüz sayıları tespit edilemeyen diğer yaralılar ise askeri ve sivil ambulanslarla çevre illere sevk ediliyor.

İl merkezinde jandarma ile çevik kuvvet ekipleri, yıkılan binalara vatandaşların girmesini engellemek için güvenlik önlemi aldı.

Deprem Diyarbakır, Batman, Şırnak, Muş, Erzurum, Bingöl, Bitlis, Siirt, Mardin ile Irak'ın kuzeyindeki Duhok ve çevre yerleşim birimlerinde de hissedildi.

IĞDIR
Iğdır Valisi Amir Çiçek, Van'daki depremin Iğdır'da da hissedildiğini belirterek, köylerde ve şehir merkezinde araştırmaların devam ettiğini söyledi. Çiçek, ''İlk belirlemelerimize göre can ve mal kaybı olmadı. Biz yine de her konuyu araştırıyoruz'' dedi.

KARS
Kars Valisi Ahmet Kara da Van'daki depremin Kars'ın Sarıkamış ilçesinde hissedildiğini ifade ederek, ''Zarar ziyanımız yok. Deprem Sarıkamış ilçemizde hissedildi. Ben de şu an ilçede Sarıkamış Kaymakamımız ile gerekli incelemeyi yapıyoruz'' diye konuştu.

ARDAHAN
Ardahan Valisi Mustafa Tekmen de, şu ana kadar kendisine ulaşan olumsuz bir durumun olmadığını belirterek, ''İnşallah depremin merkezi olan Van bölgesinde de önemli bir sorun olmamıştır'' dedi.

ERZURUM
Van'daki deprem, Erzurum merkez ve ilçelerinde de hissedildi. Horasan Kaymakamı Emre Çınar, sarsıntı nedeniyle vatandaşların evden sokaklara çıktığını anlatarak, ilk belirlemelere göre herhangi bir can ve mal kaybının yaşanmadığını bildirdi.

Hınıs Kaymakamı Hakan Özarslan ise merkezi Van olan depremin Hınıs ve Karayazı'da da hissedildiğini belirtti. Özarslan, ''Depremi 10-15 saniye hissettik. Şuanda bize ulaşan bir olumsuzluk yok.

Arkadaşlarımız sahada araştırma yapıyor. Karayazı'da herhangi bir sıkıntı yok. Köylerde araştırmaları başlattık. Hastanelere de intikal eden bir durum yok. İlçe merkezinde de olumsuz bir durum yok'' diye konuştu.

Bu arada Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk, Erzurum'dan 30 kişilik arama kurtarma ekibi ile sağlık ekiplerinin Van'a doğru yola çıkarıldığını söyledi. Vali Öztürk, ayrıca ikinci ekibin hazırlandığını, havalimanında ise hazırlıkların sürdüğünü kaydetti.

BİTLİS
Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, ''Can kaybımız yok ancak panikleyen vatandaşların balkondan atlaması nedeniyle yaralanmalar var. Adilcevaz ilçemize bağlı Aydınlar beldesinde de iki köyde evler çöktü. Oraya Vali Yardımcımızı gönderdik. Henüz bu konuda bize bir bilgi ulaşmadı. Bitlis'ten 4, Muş'tan iki ambulans ve iş makinelerini Van'ın Erçiş ilçesine gönderdik'' dedi.

Sarsıntılar nedeniyle Bitlis'te vatandaşlar büyük bir panik içerisinde evlerini terk ederek sokağa çıktı. Binalarda mahsur kalan bazı vatandaşlar da itfaiye ekiplerinin yardımıyla balkondan çıkarıldı. Sarsıntıda Bitlis kalesinin arka duvarı ve bazı camilerin minareleri yıkılırken, çok sayıda binada da çatlak meydana geldi.

Bitlis Devlet Hastanesi'ndeki hastalar ise binanın zarar görmesinden dolayı dışarı çıkarıldı.

Bu arada ilçede birçok mahallede elektrik kesintisinin olduğu öğrenildi.

DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ
Bu arada, depremin büyüklüğü, Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi'nde 7.0 olarak ölçüldü. Merkez üssü ise Van ile Muradiye arasında Erçek Gölü'nün kuzeyinde Akçift köyü olarak tespit edildi.

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi'ne göre ise depremin büyüklüğü 7,3.

PANİKTEN YOLLAR KAPANDI
Van Belediye Başkanı Kaya, kentte büyük bir panik havası olduğunu ve yolların kapandığını söyledi. Şu ana kadar ciddi bir kayıp bilgisi oluşmadığını söyleyen Kaya, kent merkezinde 2 binada çökme meydana geldiğini de ekledi. Kaya, köylerden henüz bilgi alamadığını belirtti.

YARDIM ÇAĞRISINDA BULUNDU
Erciş Belediye Başkanı Zülfikar Arapoğlu yardım çağrısında bulundu. Kurtarma ve sağlık ekibi ile çadır gönderilmesini isteyen Arapoğlu, ilçelerinde çok sayıda binanın yıkıldığını, ölü ve yaralıların olduğunu söyledi.

İNSANLAR MOLOZLAR ARASINDAN BAĞIRIYOR
Çelebibağ Belde Belediye Başkanı Veysel Keser ise şunları söyledi: ''Erciş'te büyük hasar var. Çok ciddi bir kurtarma çalışması yapılmadı. İnsanlar molozlar içinde can çekişiyor. İnsanların seslerini duymaktayız. Hastaneler tıklım tıklım dolu. Hastanenin bir kısmı da yıkık durumda. Çok ciddi bir hasarla karşı karşıyayız. bir an önce buraya yardım gerekiyor. İnsanlar kendi imkanlarıyla kurtarmaya çalışıyor.''

ARTÇI DEPREMLER
Kandilli Rasathanesi, Van Tabanlı köyündeki 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından Ilıkaynak ve Gedikbulak köyleri merkezli iki deprem daha ölçüldüğünü bildirdi.

Kandilli Rasathanesi'nin internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Merkeze bağlı Ilıkkaynak köyünde saat 13.48'de 5.4, merkeze bağlı Gedikbulak köyünde ise saat 13.56 itibariyle 5.5 büyüklüğünde iki deprem daha ölçüldü.

Halkalı ve Kurubaş köyleri merkezli de iki deprem daha ölçüldüğü bildirildi. Kandilli Rasathanesi'nin internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Halkalı köyünde saat 14.32'de 5.5, Kurubaş köyünde ise saat 14.10 itibariyle 4.7 büyüklüğünde iki deprem daha ölçüldü.

BAŞBAKAN VAN'A GİDİYOR
Depremin ardından Başbakan Erdoğan Van'a gitmek üzere yola çıktı.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Van'da meydana gelen deprem nedeniyle il merkezinde 10 bina, Erciş'te 25-30 bina ve bir öğrenci yurdunun yıkıldığını bildirdi.

Atalay, ''Van merkezde 10 civarında bina yıkılmış, Erciş'te 25-30 arası bina, biri de yurt, yıkılmış durumda. Merkeze bağlı bazı köylerde Alaköy, Mollakasım köyü gibi birkaç köyümüzde belki biraz daha fazla hasar olabilir. Köylerle ilgili henüz tam bir tespit yapılmış değil ama şu anda Valimiz helikopterle köylerle ilgili çalışmalarını sürdürüyorlar'' diye konuştu.

İlk andan itibaren yakın bölge illeri başta olmak üzere hem AFAD'ın hem sağlık teşkilatının hem de Kızılay'ın bütün imkanlarının seferber edildiğini bildiren Atalay, Türk Kızılayı'nın Muş, Elazığ ve Erzurum'daki büyük depolarından malzeme taşıyan tırların bölgeye hareket ettiğini bildirdi.

Atalay, sözlerine şöyle devam etti: ''Hava soğuk olduğu için öncelikle gerek şehirde gerek köylerde çadır, katalitik soba gibi ve gıda gibi destekler öncelikle götürülüyor. Sağlık Bakanımız şu anda orada. İki tane uçağımız ve dört ambulans helikopterimiz de orada. Sağlıkla ilgili hiçbir sorun yok. İnşallah hasar çok fazla olmaz. O konuda şu anda vereceğimiz bilgiler yanıltıcı olabilir yani iyi bilgi almadan o konuda çok ileri şeyler söylemiyorum ama Valimizin ve Kaymakamımızın, özellikle hasarın en fazla olduğu Van ve Erciş ile ilgili bilgileri aktarmış oldum.''

ACİL DURUMLAR İÇİN NUMARALAR
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Van Ferit Melen havaalanının uçuş trafiğine açık olduğunu, kendilerinin de Van'a gideceklerini bildirdi.

Bakan Yıldırım, depremden dolayı yardıma ihtiyacı olan vatandaşların, 112 ve 155 çağrı merkezlerine mesaj atabileceklerini, bunun tüm operatörler için geçerli olduğunu söyledi.

Van'da 6.6 şiddetinde deprem

Van'da 6.6 şiddetinde deprem
23 Ekim 2011 Pazar

Van'da 6.6 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Depremde bazı evler yıkıldı ve artci sarsintilar devam ediyor...

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü depremin merkez üssünün Van Tabanlı olduğunu ve Richter ölçeğine göre 6.6 büyüklüğünde olduğunu açıkladı.

Depremin yaklaşık 30 saniye sürdüğü ve çevre illerde de hissedildiği belirtildi...

Depremin 13:41'de meydana geldiği ve deprem sonrası halkın sokaklara döküldüğü öğrenildi...

Yetkililer ölü ve yaralı sayısı hakkında bilgiye ulaşılamadığını ama özellikle kırsal kesimlerde yıkımların daha fazla olabileceğini ifade ettiler..

Depremin 200 km'lik bir alanda hissedildiği bildirildi, deprem sonrası telefonlar sustu, elektrikler kesildi. Şiddetli deprem Erzurum, Diyarbakır, Ağrı, Bitlis Hakkar ve Siirt'te de hissedildi.

Uzmanlar depremin bu kadar geniş bir alanda hissedilmesinin nedeninin sığ bir deprem olmasından kaynaklandığını belirtti...

Kentte ilk belirlemelere göre bir çok evde büyük çapta hasar meydana geldiği ve yıkılan evler olduğu ifade edildi... Artçı sarsıntılar devam ediyor...

4.7 VE 5.5 ŞİDDETİ ARASINDA DÖRT ARTCI DEPREM MEYDANA GELDİ
Saat 13.48'de Merkez Üssü Van Ilikaynak'ta 5.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi,
Saat 13.56'da Merkez Üssü Van Gedikbulak'ta 5.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi,
Saat 14.10'da Merkez Üssü Van Kurubas'ta 4.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi,
Saat 14.32'de Merkez Üssü Van Halkali'da 5.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi,

ABD'YE GÖRE DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ 7.6
ABD Jeolojik Araştırmalar Maerkezi, depremin büyüklüğünün 7.6 büyüklüğünde olduğunu açıkladı

VAN BELEDİYE BAŞKANI BEKİR KAYA'DAN İLK AÇIKLAMA
Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, yaptığı açıklamada kent merkezinde ilk belirlemelere göre 2 binanın ve cde bazı cami minarelerinin yıkıldığını açıkladı. Kaya yaşanan iletişim sorunu nedeniyle insanların birbirine ulaşma konusunda zorluk yaşadığını ve bu durumun da paniğe neden olduğunu ifade etti...

RASATHANE'DEN İLK AÇIKLAMA
Rasathane yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre depremin yoğun yaşandığı yerlerin Özalp, Muradiye ve Erciş ilçeleri olduğu ve muhtemel hasarın bu bölgede daha yoğun yaşanacağı açıklandı.

ÇEVRE KENTLERDE DE HİSSEDİLDİ
Van'da meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem Diyarbakır, Şırnak, Siirt, Batman, Mardin ile Irak'ın kuzeyindeki Duhok ve çevre yerleşim birimlerinde de hissedildi.

Van'da, merkez ilçeye bağlı Tabanlı köyü merkezli 6,6 büyüklüğünde deprem Diyarbakır, Batman, Şırnak, Muş, Erzurum, Bingöl, Bitlis, Siirt, Mardin ile Irak'ın kuzeyindeki Duhok ve çevre yerleşim birimlerinde de hissedildi.

Depremi fark eden Erzurumlular koşarak kapalı alanları terk etti. Şiddetli bir şekilde sarsıntı yaşadıklarını belirten vatandaşlar, "Çok büyük bir şekilde sarsıntı oldu. Korktuk. Kendimizi dışarı attık" dediler.

YAKLAŞIK 50 KİŞİ HASTANEDE
Van'daki deprem nedeniyle yaralanan yaklaşık 50 kişi, hastaneye getirildi. Depremde yıkılan bazı ev ve iş yeri enkazından çıkarılan yaralılar, hastanelere ulaştırılmaya başlandı.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, artçı sarsıntıların devam etmesi nedeniyle hastalar bahçeye taşındı. Depremdeki enkazdan yaralı kurtarılan yaklaşık 50 kişiye ilk müdahaleleri hastane bahçesinde yapılıyor. Yaralılar arasında emniyet ve jandarma görevlileri de bulunuyor.

Enkazdan çıkarılan ve henüz sayıları tespit edilemeyen diğer yaralılar ise askeri ve sivil ambulanslarla çevre illere sevk ediliyor.

İl merkezinde jandarma ile çevik kuvvet ekipleri, yıkılan binalara vatandaşların girmesini engellemek için güvenlik önlemi aldı.

BAŞBAKAN ERDOĞAN VAN'A GİDİYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan depremim yaşandığı bölgeye gidiyor... Erdoğan İstanbul'da sürdürdüğü bütün programlarını iptal ederek Van'a hareket etti. Bakan Beşir Atalay'da tüm kurumların alarma geçirildiğini ve Van'da toplanacağını açıkladı.
Anahtar Kelimeler: Van -Batman - Hakkari - Sirnak - Mardin - Diyarbakir - deprem - earthquake - erdbeben - 6.6 siddetinde - siddetli deprem - artci sarsinti - artci sarsintilar - ilikaynak - gedikbulak - edremit - halkali - son dakika - haber

22 Ekim 2011 Cumartesi

Hakkari'de 32 terörist ölü ele geçirildi

Hakkari'de 32 terörist ölü ele geçirildi
22 Ekim 2011 Cumartesi


Hakkari'de güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK'ya yönelik yaptığı operasyonlarda 32 terörist ele geçirildi. Çatışmalar devam ederken çok sayıda kobra bölgeye uçtu.

Güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK'ya yönelik yaptığı operasyonlarda 32 teröristin ele geçirildiği bildirildi.

Hakkari'nin Kazan Vadisi'nde çıkan çatışmada 32 terörist öldürüldü. Operasyonların devam ettiği ve sayının da artabileceği belirtiliyor.

SICAK TEMAS SAĞLANDI

Çukurca'da 24 askerin şehit edilmesinin ardından büyük bir operasyon başlatan güvenlik güçleri zaman zaman PKK terör örgütü mensupları ile sıcak temas sağladığı belirtiliyor.

Sabah saatlerinde 24 şehidin verildiği Kekliktepe'ye 5 kilometre uzaklıkta bulunan Işıklı köyü bölgesinde bulunan Hantepe'de PKK terör örgütü ile sıcak temas sağlandığı belirtildi. Sıcak temasın ardından Hakkari Dağ ve Komando Komutanlığı'nda çok sayıda kobra helikopterleri bölgeye gönderildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başlattığı hava destekli operasyonları devam ederken, Haftalı bölgesine de helikopterlerle bordo bereliler olarak tabir edilen özel eğitimli birliklerin indirildiği ifade edildi. İlçe merkezi ile Üzümlü köyünde bulunan birliklerden ise gece boyunca belli aralıklarla Kanimas bölgesine obüs top ateşleri yapıldı.
Etiketler: hakkari - çukurca ilçesi - ışıklı köyü bölgesi - hantepe - terör örgütü - çatışma
Kaynak : İHA

19 Ekim 2011 Çarşamba

24 şehit askerin kimlikleri belli oldu

24 şehit askerin kimlikleri belli oldu
19 Ekim 2011 Çarşamba


Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki hain terör saldırısında hayatını kaybeden 24 şehidin kimlikleri belli oldu.

Jandarma Üsteğmen Murat Bek (Yozgat),
Jandarma Kıdemli Başçavuş İbrahim Geçer (Konya),
Piyade Astsubay Bilal Özcan (İstanbul),
Piyade Uzman Çavuş Halil Özdoğru (Sinop),
Piyade Uzman Çavuş Mustafa Aslan (Çorum),
Piyade Uzman Onbaşı Reşit Eracan (Elazığ),
Piyade Çavuş Koray Özel (Adana),
Piyade Çavuş Yunus Yılmaz (Ankara),
Piyade Çavuş Birol Elmas (Sakarya),
Piyade Onbaşı Mesut Cengiz (Hatay),
Piyade Onbaşı Mesut Kazanç (Erzurum),
Piyade Onbaşı Yavuz Çoban (Aksaray),
Piyade Onbaşı Fikret Özer (Samsun),
Piyade Onbaşı Hüseyin Güldal (Kocaeli),
Piyade Onbaşı Soner Ateşsaçan (Artvin),
Jandarma Er Eyüp Çolakoğlu (İstanbul),
Piyade Er İdris Çam (Kahramanmaraş),
Piyade Er Fevzi Kazak (Gaziantep),
Piyade Er Mehmet Çetin (Aydın),
Piyade Er Süleyman Kalkan (Isparta),
Piyade Er Ahmet Tunçer (Bitlis),
Piyade Er Mehmet Ağgedik (Elazığ),
Piyade Er Ramazan Akın (Ağrı),
Piyade Er Ufuk Bozkurt (Kırklareli)

Yüksekova ve Çukurca'da terör saldırısı: 24 şehit

Yüksekova ve Çukurca'da terör saldırısı: 24 şehit
19 Ekim 2011 Çarşamba

Hakkari'nin Çukurca ve Yüksekova ilçesindeki askeri birliğe saldırı düzenlendi.

Hakkari'den acı haber geldi. Çukurca İlçesi'nde konuşlu askeri birliklere 8 ayrı PKK grubu tarafından saldırı düzenlendi. Yüksekova ve Çukurca'daki saldırılarda 24 asker şehit oldu, 18 asker de yaralandı.

Saldırıyı 200 kişilik PKK’lı grubu gece yarısı başlattı. İlçe merkezindeki polis ve jandarma binalarıyla güvenlik noktalarına ağır silahlarla saldıran teröristler, dikkatleri buraya çekti. Hemen ardından ilçe merkezine 15 kilometre uzaklıkta Işık Bölgesi’nde, Çukurca 21’inci Sınır Jandarma Tugay Komutanlığı’na bağlı sınırın sıfır noktasındaki Kekliktepe Karakolu’na teröristler ağır silahlarla saldırdı.

ÇATIŞMA SABAHA KADAR SÜRDÜ

Güvenlik güçleri teröristlerin saldırısına anında karşılık verirken çatışmalar sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Çukurca ilçe merkeziyle sınırın sıfır noktasındaki çatışma bölgesine takviye polis ve asker sevk edildi. Sınırda karakola saldıran teröristlerle çatışan askerlere destek için bölgeye kobra helikopterler sevk edildi.

İlk alınan bilgilere göre çatışmalarda, Kekliktepe’de 21, ilçe merkezinde de 3 asker şehit düştü.

Çatışmalarda yaralanan büyük çoğunluğu asker 22 güvenlik görevlisi de helikopterle başta Hakkari Asker Hastanesi olmak üzere bölgedeki hastanelere kaldırılarak tedaviye alındı.

Saldırı yapılan bölgeler şöyle:

Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı
Çukurca Asayiş Bölük Komutanlığı
Çukurca Asayiş Tepe Üs Bölgesi
Çukurca Sivri Tepe Üs Bölgesi
TOKİ Polis Lojmanları
Gezitepe Jandarma Sınır Komutanlığı
Çukurca-Keklikkaya sınır noktası
Bankardi sınır noktası
Diyarbakır-Lice'deki 2'nci Motorize Piyade Tugayı'ndan bölgeye lojistik amaçlı giden birlik

"200 PKK'lı saldırdı"

Çukurca ve çevresinde süren operasyonlarda şu ana kadar 21 PKK'lı öldürüldü.Saldırıyı 200 kişilik PKK’lı grubu gece yarısı başlattı. İlçe merkezindeki polis ve jandarma binalarıyla güvenlik noktalarına ağır silahlarla saldıran teröristler, dikkatleri buraya çekti. Hemen ardından ilçe merkezine 15 kilometre uzaklıkta Işık Bölgesi’nde, Çukurca 21’inci Sınır Jandarma Tugay Komutanlığı’na bağlı sınırın sıfır noktasındaki Kekliktepe Karakolu’na teröristler ağır silahlarla saldırdı.

ÇUKURCA’YA GİRİŞ-ÇIKIŞLAR KONTROL ALTINDA

Gece başlayan ve sabahın ilk ışıklarına kadar süren çatışmaların ardandan Çukurca ilçe merkezine giriş ve çıkışlar da kontrol altına alındı.

BÜYÜK OPERASYON

Bu arada en çok kayıpların olduğu Işıklı bölgesinde bulunan Kekliktepe ile yine sınırın sıfır noktasında bulunan Kazan vadisi ve Sabır Dağı bölgelerinde de yoğun operasyon başlatıldı. Kobra helikopterlerin havadan destek sağladığı operasyon özel birlikler tarafından yürütüyor.

21 PKK’LI ÖLDÜRÜLDÜ

Operasyon ve sıcak takip devam ederken, sağlanan sıcak temaslarda ise 21 kadar PKK’lının öldürüldüğü bilgisi geldi.

Çukurca’nın 15 kilometre uzağında bulunan Işıklı bölgesi, Kekliktepe ile yine sınırın sıfır noktasında bulunan Kazan Vadisi ve Sabır Dağı bölgelerinde operasyonlar yoğunlaştırıldı. Kobra helikopterlerin havadan destek sağladığı operasyonlar, özel birlikler tarafından yürütüyor.

LOJİSTİK DESTEK İÇİN GİTMİŞLERDİ

Çukurca ilçe merkezindeki asker ve polis birimlerine eş zamanlı saldıran 200 kadar PKK’lı teröristlerle güvenlik güçleri arasındaki çatışma daha çok İlçe Jandarma Komutanlığı, Polis Lojmanları, Sivritepe ve Asayiştepe kesimlerinde yoğunlaştı. İlçe merkezine 15 kilometre uzaklıktaki Kekliktepe’deki karakola ağır silahlarla saldıran kalabalık PKK’lı grubu ile çatışma sabaha kadar sürdü.

Çatışmalarda, Diyarbakır’ın Lice İlçesi’ndeki 2’nci Motorize Piyade Tugayı’ndan bölgeye lojistik amaçlı giden birlikten 17 askerle, üs bölgeleri Sivritepe’de 5 ve Asayiştepe’de 4 asker şehit düştü. PKK’lı teröristlerin saldırısı sırasında Çukurca İlçesi’nde sadece güvenlik birimlerine ait binalar değil, vatandaşlara ait bir çok ev de hasara uğradı.

DIŞ GEZİLER İPTAL EDİLDİ

Saldırı sonrasında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Kazakistan gezisi iptal edildi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da dış gezilerini iptal etti.

VALİ TÜRKER "EŞ ZAMANLI SALDIRI DÜZENLENDİ"

Hakkari Valisi Muammer Türker, saldırının eş zamanlı gerçekleştirildiğini söyledi. Saldırının polis ve askeri noktalara aynı anda yapıldığını belirten Vali Türker, güvenlik güçlerinin de anda karşılık verdiğini, kendisine ulaşan son bilgilere göre de şehit ve yaralı olmadığını, ancak çatışmanın sürdüğünü bildirdi.

TERÖR ZİRVESİ TOPLANDI

Hakkari'nin Çukurca İlçesi Kekliktepe bölgesinde bulunan askeri birliğe yapılan ve 26 askerin şehit olduğu saldırının ardından, Başbakanlıkta terör zirvesi toplandı.Kazakistan ziyaretini iptal eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu saldırıyı değerlendirmek üzere bir araya geldi.

HAKKARİ'DE HAVA HAREKETLİLİĞİ

Hakkari ile İran ve Irak'a sınırı olan Şemdinli İlçesi'nde de yoğun hava hareketliliği yaşandı. Hakkari ve Şemdinli'nin Derecik Beldesi'den geçen uçaklar, Irak sınırına doğru gitti.Askeri hareketiliğin yoğun sürdüğü bölgede dün akşam saatlerinde yaşanan hava hareketliliği bugün de akşam saatlerinde devam etti. Dün saat 20.30'da Hakkari ile Şemdinli ilçesi'nin Derecik Beldesi semalarında peş peşe geçen uçakların, Irak sınırına doğru gittikleri görüldü.

PKK'LILARIN HABURDAN GİRİŞ YILDÖNÜMÜ

İmralı'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine 19 Ekim 2009'da Kuzey Irak’taki Kandil Dağı ile Musul yakınlarındaki Mahmur Kampı'ndan Türkiye’ye ‘barış grubu’ adı altında 34 kişilik grup giriş yapmıştı. PKK'lıların gelişi sırasında sınırda düzenlenen karşılama, toplumun hafızalarında derin iz bırakmıştı.

18 Ekim 2011 Salı

Bitlis'te şehit olan 5 polisin kimliği

Bitlis'te şehit olan 5 polisin kimliği
18 Ekim 2011 Salı

Bitlis'in Güroymak ilçesindeki patlamada şehit olan polislerin isimleri ve memleketleri açıklandı.

Güroymak İlçe Emniyet Müdürlüğü bünyesinde çalışan ekibe, atış poligonundan dönerken düzenlenen hain saldırıda şehit olan polislerin

Yalçın Demir (Ağrı),
Kamuran Ercan (Van),
Volkan Sabaz (Ağrı),
Bülent Emen (Balıkesir)
ve
Şaban Kılıçaslan (Adana) olduğu bildirildi.

Öte yandan, patlamadan dolayı trafiğe kapanan karayolu ise tekrar ulaşıma açıldı.
Anahtar Kelimeler: bitlis - patlama - güroymak - şehit - polisler - şehit - polis

Bitlis'te patlama 5 polis şehit oldu

Bitlis'te patlama 5 polis şehit oldu
18 Ekim 2011 Salı

Bitlis'in Güroymak ilçesindeki patlamada 5 polis şehit oldu. Olayda biri 2 yaşında bir bebekle 2 vatandaş da hayatını kaybederken de 20 kişi de yaralandı..

Bitlis'in Güroymak ilçesinde yola döşenen mayının, atış eğitiminden dönen polisleri taşıyan aracın geçişi sırasında patlatılması sonucu 5 polis şehit olurken, biri bebek 3 sivil de hayatını kaybetti. 3'ü ağır 5 kişi yaralanırken, olay yerinde ise çok sayıda araç hasar gördü.

Güroymak İlçe Emniyet Amirliği'nde görev yapan polis memurlarının aylık eğitim atışları yapmak için ilçenin yakınında bulunan poligondan döndükten sonra tuzağa düşürüldüler. Polisleri taşıyan zırhlı araçta bulunan polis memurlarından 5'i şehit olurken, biri 2 yaşındaki çocuk olmak üzere 3 sivil de hayatını kaybetti. Patlamada yaralananlar ise bölgeye sevk edilen ambulanslarla Bitlis Devlet Hastanesi'ne sevk edilerek tedavi altına alındı.

Patlama sonrası zırhlı polis aracı parçalanırken, karayolunda seyir halinde bulunan çok sayıda araç da hasar gördü. Bitlis-Güroymak karayolu tamamen trafiğe kapatılırken, patlama alanında ise yaklaşık 2 metre derinliğinde bir çukur oluştu.

Patlama ile birlikte bölgede hava destekli operasyon başlatıldı.
Anahtar Kelimeler: bitlis - patlama - güroymak - şehit - polisler - şehit - polis
Kaynak : İHA

30 Ağustos 2011 Salı

Ramazan Bayraminiz mübarek olsun

Ramazan Bayraminiz mübarek olsun





AYISIGI BLOG olarak sevgili okurlarimizin ve tüm Islam aleminin Ramazan Bayramini en icten dileklerim ile kutlar, saglik, mutluluk ve esenlikler dilerim. Sevdiklerinizle birlikte nice bayramlara insaAllah.
2011 Ramazan Bayraminiz mübarek olsun - Ramazan Bayramınız mübarek olsun - Ramazan Bayraminiz mübarek olsun
Saygilarimla
Blog Editörü

26 Ağustos 2011 Cuma

"KADİR GECESİ" BİN AYDAN DAHA HAYIRLI GECE

"KADİR GECESİ" BİN AYDAN DAHA HAYIRLI GECE
26 AGUSTOS 2011 CUMA

Bu gece, dua ve tövbelerin kabul edildiği gece olan Kadir Gecesi'dir. Peygamber Efendimiz (sas), Kadir Gecesi için "Faziletine inanarak karşılığını Allah'tan bekleyerek değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır." der.

Bu gecede Cebrail (as) ve melekler fevc fevc yeryüzüne iner. Kadir Gecesi, kudret gecesidir. O, bin aydan daha hayırlı bir gecedir. Allah Teâlâ, "kutlu bir gece" olduğunu haber verdiği Kadir Gecesi'nin önemini özel bir sûre ile, Kadir Sûresi ile belirtmiş ve bu geceyi, ayların hayrı ile mukayese etmiştir (Kadr, 1-5). Zira, Allah'ın insanlığa son İlahi mesajı olan Kur'an-ı Kerim bu gecede indirilmeye başlanmıştır. Özellikle Kur'an'ın bu gecede indirilmesinin geceyi şereflendirdiğini ve kadrini yücelttiğini ifade etmek üzere ona bu isim verilmiştir.

Bu sûre inmeden önce gecenin böyle bir ismi yoktu. Duhân Sûresi'nde "Biz onu mübarek bir gecede indirdik." (44/3) buyurularak bu gecenin bereketli, hayırlı, uğurlu, önemli ve kutsal bir gece olduğu açıkça ifade edilmiştir. Bakara Sûresi'nde ise (2/185) Ramazan ayında indirildiği belirtilmiştir. Buna göre Kadir Gecesi'nin Ramazan ayında olduğu açıktır.

Kadir Gecesi'nin Ramazan'ın hangi gecesine denk geldiği konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Ancak İslâm alimlerinin büyük bir çoğunluğu, Peygamberimiz'in bu konudaki hadislerinde geçen bilgileri dikkate alarak Kadir Gecesi'nin Ramazan'ın yirmi yedinci gecesi olduğu kanaatine varmışlardır. Kadir Gecesi'nin kesin olarak bildirilmemesi, insanların ona güvenip diğer zamanlarda kulluk görevlerini ihmal etmemelerinin hedeflenmesi gibi bazı hikmetlerle açıklanmıştır.

Bu gecenin önemine dair Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Faziletine inanarak karşılığını Allah'tan bekleyerek değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır" (Buharî, "İman", 28). Dua ve tövbelerin kabul edildiği bir gece olan Kadir Gecesi'nde sabaha kadar melekler ve Cebrâil yeryüzüne iner. Ayrıca bu gecenin esenlik ve mutluluk gecesi olduğu belirtilmiştir. Zira melekler gecenin başından itibaren tan yeri ağarıncaya kadar gruplar halinde inerek müminlere selam verirler. Bu durum gecenin karanlığı çekilinceye kadar devam eder. Allah Teâlâ'nın Rahman ismiyle tecelli ettiği bu gecede ibadet ve duayla geçirip dileklerimizi ve isteklerimizi O'na arz etmek için değerli bir fırsattır. Hz. Peygamber, Ramazan'ın son on gününe girildiğinde dünyevî işlerden uzaklaşarak mescide itikâfa çekilir, vaktini daha çok ibadet ve tefekkürle geçirirdi (Buhârî, İtikâf, 1).

Kadir Gecesi'nde ne yapılabilir?

Hz. Âişe radıyallahu anhâ bu gecenin nasıl ihya edileceğini Hz. Peygamber'e sormuş, O da "Allah'ım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet! de." şeklinde cevap vermiştir (Tirmizî, Da'avât", 84). Şu halde bu gece Rabb'imizle dost olup gecenin feyzinden istifade etmeliyiz. Mü'minler namaz kılıp dua ve istiğfar ederek, tefekkür ve zikirde bulunarak, Kur'an okuyarak bu geceyi ihya edebilir.

Muhtaçlara yardım etmek, sıla-i rahimde bulunup yakın akrabaları arayıp sormak, ziyaret etmek, gönüllerini almak gibi ameller en güzel değerlendirme yollarıdır. Resulullah bunların hepsini yaptığına göre bu geceyi değerlendirmek isteyenler de aynı yolu izlemelidirler. Bu gecenin feyzinden yoksun kalmak istemeyen mü'min, hiç değilse yatsı (teravih) ve sabah namazlarını cemaatle kılmaya gayret etmeli, din kardeşleri ile birlikte yapılan dualara katılmalıdır.

12 Ağustos 2011 Cuma

Diyanet: Teravih namazi vardir

Diyanet: Teravih namazı vardır
12 Ağustos 2011 Cuma / 12 RAMAZÂN 1432


İlahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk’ün “Teravih namazı yoktur” açıklamasına Diyanet’ten yanıt geldi.

Diyanet’ten yapılan açıklamada “İslam’da teravih namazı vardır. Bu namazı Hz. Peygamber bizzat kendisi kılmıştır. Namazı yasakladığı iddiası ise akla ziyandır” denildi.

İlahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk’ün “İslam'da teravih diye bir namaz yok. Peygamberimizin bizzat yasakladığı bir şeydir, peygamberimizden sonra bu namazı koydular” açıklamaları tartışılmaya devam ediyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı da tartışmalara yaptığı yazılı açıklamayla katıldı.

Açıklamada, halkın tartışmalara olan tepkisini Diyanet İşleri Başkanlığı’na iletmesi üzerine bir açıklama yapılmasına gerek görüldüğü belirtildi.

Açıklamada, şöyle denildi:

''Her şeyden önce ramazanın manevi ikliminin herkesi kuşattığı, ibadet ve hayır duygularının coştuğu, milyonların kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç demeden cami ve mescitlere koştuğu, bütün ülke vatandaşlarının açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan milyonlarca Afrikalı kardeşlerinin imdadına yetişmek için seferber olduğu bir zaman diliminde, bu manevi atmosferle hiç bağdaşmayan inanmış gönülleri kuşku ve tereddüde sevk eden tartışmaların milletimizin ilim, irfan ve hikmet dünyasına hiçbir şey katmadığı, her türlü izahtan varestedir'' denilen açıklamada, ''Ramazan gecelerini ihya sadedinde vatan sathının bir mabede dönüşmesine vesile olan Teravih namazını İslam'ın ciddiyetine ve vakarına yakışmayacak polemiklere malzeme haline getirmenin herhangi bir dini hassasiyetle, herhangi bir ilmi ve fikri mülahaza ile yahut herhangi bir toplumsal maslahat ile izahı mümkün değildir.”

Herhangi bir hususun İslam'da olup olmadığını sadece metinlere indirgeyerek belirlemeye çalışmanın tarih boyunca varlığını arızi bir durum olarak sürdüren bir usul problemi olduğu, İslamın on beş asırlık bir inanç, tarih, kültür ve medeniyete sahip olduğu, nelerin İslam'da olup olmadığına karar verirken bu tarih, kültür ve medeniyetin de mutlaka hesaba katılmak zorunda olduğu belirtilen açıklamada, İslam'ın temel bilgi kaynakları, Müslümanların tarihi tecrübesi ve yine Müslümanların geliştirdikleri bilgi metodolojisinin her zaman kılavuz olması gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
''Resul-i Ekrem (sav)'den bugüne kadar birtakım zorlama yorum ve uygulamalar dışında, İslam tarihinin tüm zamanlarında, bütün müminler tarafından büyük bir coşkuyla tüm coğrafyalarda müekked bir sünnet olarak eda edilen Teravih namazının varlığını tartışırken, Kur'an'ın nüzul sürecine katılan Hz. Peygamber'le birlikte vahyi pratik bir hayata dönüştüren sahabe neslinin icma ve ittifakını yok sayarak, tarihi rivayetlerin satır aralarında boşluklar aramak ve bunu mübarek ramazan ikliminde bir polemik konusu haline getirmek ilmi ciddiyetle kabil-i telif değildir.

''Aynı şekilde fıkıh, kelam, hadis, tefsir gibi İslami ilimlerin metodolojilerini kurarak din-i mübin-i İslam'a ilim zemininde süreklilik kazandıran İslam bilginlerinin Hanefisiyle, Şafiisiyle, Malikisiyle, Hanbelisiyle bütün mezheplerin ittifakını yok sayarak, onların her biri pek çok ayet ve hadise dayanan sahih örf, maruf sünnet, istihsan, mesalih-i mürsele, amel-i ehl-i Medine gibi prensiplere hiçbir değer atfetmeyerek indi mülahazalarla ibadet alanında değerlendirmelerde bulunmak ciddi bir usul yahut usulsüzlük sorunudur.''

TERAVİH RAMAZANDA KILINIR



''Aziz milletimiz bilmelidir ki; 'İslam’da teravih namazı diye bir namaz vardır.' Bu namaz, ramazan gecelerinde kılınan bir namazdır. Bu namazı Hz. Peygamber (sav) bizzat kendisi kılmıştır. Onun kıldığını gören sahabiler de Medine Mescidinde bu namazı kılmışlardır. Hatta o kadar çok ilgi göstermişlerdir ki sevgili peygamberimiz bu namazın onlara farz kılınmasından yahut onlar tarafından farz telakki edilmesinden kaygı duyduğu için bilahare bu namazı mescitte değil evinde kılmayı tercih etmiştir. Ramazan orucunu samimiyetle tutan gece ibadetini de içtenlikle yerine getirenlerin bağışlanacağı müjdesini vermiştir. Müslümanların Übey b. Kaab’ın arkasında bu namazı kıldıklarını öğrenince de memnuniyetini dile getirmiştir'' denilen açıklamaya şöyle davam edildi:

''Hz. Peygamber (sav)'in bu namazı yasakladığı iddiası ise akla ziyandır. Sadece üç dört gün ashabıyla birlikte mescitte kıldıktan sonra kendisi evinde kılmayı tercih etmiştir. Ve ilk Müslümanlar Hz. Peygamber (sav)'in vefatının ardından Hz. Ebubekir devrinde ve Hz. Ömer devrinin ilk iki senesinde Ramazanlarda bu namazı ya evlerinde yahut Medine mescidinde tek başlarına veya kıraatını beğendikleri bir kimsenin arkasında ayrı ayrı cemaatler halinde kılmaya devam etmişlerdir. Bu devamlılık da göstermektedir ki teravih namazının yasaklanması diye bir şey asla söz konusu değildir.''

FATIMİ SULTANLARI KARŞI ÇIKTI



Teravih namazının Hz. Peygamber (sav) zamanında ''teravih'' ismiyle anılmamasının, hadislerde ''kıyamu'l-leyl'' olarak geçen bu namaza daha sonraları her dört rekatta bir oturulup istirahat edildiğinden ''terviha/teravih'' denilmesi, ''teravih'' isminin sonradan verilmiş olmasının ''böyle bir namazın olmadığı anlamına gelmediği'' kaydedilen açıklamada, Teravih namazının İslam tarihi boyunca bütün İslam diyarlarında hep kılına geldiği belirtilerek, ''Bunun bir tek istisnası vardır. O da bugün bu namaza itiraz edenlerin tarihteki tek benzerleri olan ve konuya mezhepsel, ideolojik bir taassupla yaklaşan Fatımi Sultanlarıdır. Bazı Fatımi Sultanları teravih namazına şiddetle itiraz etmiş, bununla kalmamış ve özellikle Mısır'da camilerde bu namazın kılınmasını onlarca yıl yasaklamışlardır. Hatta tarihçilerin kaydettiklerine göre yasaklamakla da kalmamışlar, teravih namazını kılmakta ısrar edenleri şiddetle cezalandırmışlardır'' denildi.

Açıklamada son olarak şunlar kaydedildi:

''Sonuç olarak Hz. Peygamber (sav)'in ibadet hayatındaki eşsiz rehberliğini, nebevi uygulamaları yaşayarak aktaran sahabenin ittifakını, fıkıh mezheplerini ve on beş asırlık İslam alimlerinin icmaını ve daha da önemlisi asırlardır ramazanı hayat veren bir medeniyete dönüştürmeyi başarmış Müslümanların ve aziz milletimizin on beş asırlık uygulama ve birikimini, kültür ve geleneğini dikkate almadan yapılan bu yersiz açıklama ve iddialar, asla maşeri vicdanlarda yer bulmayacaktır. Başkanlığımız milletimizin dini hassasiyetini rencide edecek her türlü teşebbüsü yakından izlemekte, dini konularda en yüksek karar organı olan Din İşleri Yüksek Kurulumuz da halkımızı aydınlatmaya devam etmektedir. Milletimiz teravih namazının İslam'ın ibadet tarihinin ayrılmaz unsurlarından olduğu konusunda en küçük bir şüpheye düşmemelidir.''

Kaynak: AA

28 Haziran 2011 Salı

Mirac kandiliniz mübarek olsun

Mirac kandiliniz mübarek olsun





Tüm Islam aleminin Mirac kandili mübarek olsun. ALLAH edeceginiz dualari kabul etsin insAllah.



Saygilarimla
Blog Editörü

12 Haziran 2011 Pazar

12 Haziran 2011 Genel Secimleri Anket sonuclari

12 Haziran 2011 Genel Secimleri Anket sonuclari
12 Haziran 2011 Pazar

Blogumuzda yaptigimiz Anket sonucu ortaya cikan tablo:

AKP 31 (50%)
CHP 10 (16%)
MHP 7 (11%)

BDP 3 (4%)
SP 2 (3%)
DP 0 (0%)
BBP 3 (4%)
DSP 0 (0%)
HSP 0 (0%)
HEPAR 1 (1%)
ANAP 0 (0%)
BTP 0 (0%)
İP 0 (0%)
TKP 0 (0%)

DİĞER 1 (1%)
HİÇBİRİNE 3 (4%)


verilen oylar: 61
Anket sona ermistir...

25 Nisan 2011 Pazartesi

HZ. CEBRÂİL'İN DÜŞMANI ALLAH'IN DA DÜŞMANIDIR

HZ. CEBRÂİL'İN DÜŞMANI ALLAH'IN DA DÜŞMANIDIR
25 NİSAN 2011 PAZARTESİ - 22 CEMÂZİL-EVVEL 1432

Bir gün Yahûdiler "Yâ Ömer! Muhammed'in Ashâbı içinde senin gibi sevdiğimiz yok, diğerleri gelir geçer, canımızı sıkar, sen öyle yapmazsın bunun için sana çok ümid besliyoruz." dediler.

Hz. Ömer sordu, "Sizce en büyük yemin nedir?" "Tûr-i Sînâ'da Mûsâ'ya..Tevrat'ı indiren Rahmân adına yemindir" dediler Hz. Ömer kendilerine böyle yemin vererek "Muhammed'i kitabınızda buluyor musunuz?" diye sordu, cevap vermediler. "Ne oluyorsunuz söyleyin. Vallâhi ben size dinimde şekkim (tereddüdüm) bulunduğu için sual sormuyorum" dedi. Birbirlerinin yüzüne baktılar. İçlerinden biri kalktı "Söyleyin yoksa söyleyeceğim" dedi. Onun üzerine dediler ki "Evet biz onu kitabda buluyoruz. Lâkin ona vahiy getiren melek Cebrail'dir. Cebrâil ise bizim düşmanımızdır. O hep azâb öldürme zelzele gibi şiddetlerin sâhibidir. Eğer ona geien Mikâil olsa idi her halde îman ederdik. Çünkü Mikâil bütün rahmete, merhamete, ucuzluğa, selâmete vazifeli bir melektir."

Hz. Ömer sordu "Tûr-i Sînâda Mûsâ'ya Tevrat'ı indiren Rahman hakkı için söyleyin, Allah katında Cebrail'in (a.s.) makamı nedir?" Dediler ki, "Cebrail sağında, Mîkâil solundadır" Hz. Ömer, öyle ise şâhid olun ki Allah'ın sağındakine düşman olanlar, solundakine de düşmandırlar ve bunlara düşman olan Allah'a da düşmandır" dedi ve olanları Resûlullah'a (s.a.v.) haber vermek için döndü. Resûlullah'ın (s.a.v.) huzûruna varınca gördü ki Cebrâil (a.s.) ondan evvel vahiy getirmiş Resûlullah (s.a.v.) kendisine şu âyetleri okuyuvermiştir (meâli): "Söyle, her kim Cebrâil'e düşman ise bilsin ki o, o Kur'anı senin kalbin üzerine Allah'ın izniyle indirdi, önündekileri tasdikleyici ve mü'minlere bir hidâyet ve müjde olmak için. Her kim Allah'a ve Allah'ın meleklerine ve peygamberlerine ve Cebrail'e ve Mîkâil'e düşman olur ise bilsin ki Allah kâfirlerin düşmanıdır." (Bakara Sûresi âyet 97, 98)

Kaynak: Fazilet Takvimi / 12 MART 2011 PERSEMBE - 7 REBÎ'UL-ÂHIR 1432

30 Mart 2011 Çarşamba

CEHENNEMİN ÜZERİNDEKİ SEKİZ KÖPRÜ

CEHENNEMİN ÜZERİNDEKİ SEKİZ KÖPRÜ
30 MART 2011 CARSAMBA -

Cehennem üzerine kurulmuş sekiz köprü vardır. Bu köprülerin birincisinde kul Allah'a îmandan suâl olunur. Mümin ise kurtulur değilse cehenneme yuvarlanır.

Sonra ikincisine geçer. Orada abdest ve namazdan sual olunur. Eğer bunları noksan yapmışsa yine cehenneme yuvarlanır. Rükûlarını ve secdelerini tam yapmışsa cehenneme düşmekten kurtulur.

Sonra üçüncüsüne geçer orada zekâttan sual olunur. Zekâtını tam olarak vermişse kurtulur.

Sonra dördüncüsüne geçer oruçtan sual olunur. Orucunu tam olarak tutmuşsa kurtulur.

Beşincisine geçer orada hacdan sual olunur. (Mükellef olup da) bunu eda etmişse kurtulur.

Sonra altıncısına geçer ve emanetten sual olunur. Emânete hıyânet etmemişse kurtulur.

Sonra yedincisine geçer ve gıybet nemîme; koğuculuk ve iftirâ yapıp yapmadığından sual olunur. Eğer yapmamışsa kurtulur.

Sonra sekizincisine geçer ve haram yeyip yemediğinden sual olunur. Yememişse kurtulur. Aksi takdirde cehenneme yuvarlanır.

Kaynak: Fazilet Takvimi / 11 Mart 2011 Persembe

20 Mart 2011 Pazar

MÜCVER (6 kişilik)

MÜCVER (6 kişilik)
20 MART 2011 CARSAMBA

Malzemeler: 1 su bardağı un 1'er adet rendelenmiş kabak havuç ve patates 2 adet ince kıyılmış yeşil soğan 4-5 dal ince kıyılmış dereotu ve maydanoz 100 gr ufalanmış beyaz peynir 2 yumurta 1 çorba kaşığı süt tuz karabiber kekik

Yapılışı: Sebzeler bir kapta karıştırılır. Süt yumurta un ilave edilir. İyice karıştırılan malzemenin unu kâfi gelmezse biraz daha eklenebilir. Isıtılmış ve hafif yağlanmış yapışmaz tavaya birer yemek kaşığı bu malzemeden dökülür. Her iki tarafı kızarıncaya kadar pişirilir. Yoğurtla birlikte servis edilebilir. Afiyet olsun...

"CENNETE GÜLEREK GİRECEK OLAN SAHÂBÎ"

"CENNETE GÜLEREK GİRECEK OLAN SAHÂBÎ"
20 MART 2011 PAZAR - 15 REBÎ'UL-ÂHIR 1432

Ashâb-ı Kirâm'dan Nuaymân (r.a.) Resûlullah Efendimizi (s.a.v.) güldüren sahabelerden biridir. Bir gün Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) onun yanına girmişti. Nuaymân (r.a.) gözünden rahatsız olduğu halde hurma yiyordu. Resûlullah (s.a.v.) onu bu halde görünce "Gözün ağrıdığı halde hurma mı yiyorsun?" buyurdu. Bunun üzerine Nuaymân (r.a.) "Ağrımayan tarafı ile yiyorum yâ Resûlallah!" diye cevap verdi. Bu cevap üzerine Resûlullah (s.a.v.) dişleri görününceye kadar güldüler.

Nuaymân b. Amr (r.a.) Bedir harbine ve diğer harplere katılmıştır. Resûlullah (s.a.v.) onun hakkında "Nuaymân cennete gülerek girecektir. Çünkü o beni güldürürdü." buyurdular.

Kaynak: Fazilet Takvimi / 10 MART 2011 PERSEMBE - 5 REBÎ'UL-ÂHIR 1432

18 Mart 2011 Cuma

BALIN BAZI FAYDALARI

BALIN BAZI FAYDALARI
18 MART 2011 CUMA
- 13 REBÎ'UL-ÂHIR 1432

• Bal kanı temizler, kanın eksikliğini tamamlar, depolanmasını düzenler ve kolaylaştırır, damar sertliğine iyi gelir.

• Çocuklarda kusma, öksürme ve bronşit için kaynatılmış arpa suyuna karıştırılıp içilirse tedâvî eder.

• Sabah akşam alınan bal, sarılığı kısa zamanda tedavi eder.

• Süte bol miktarda karıştırılıp içilirse tenya parazitini düşürür.

• Bir miktar tuz katılarak içmeye devam edilirse balgamı söker.

• Karın ağrısını keser, mide ve bağırsak yaralarını tedâvî eder. ~

• Bal arısının iğnesi romatizmaya faydalıdır.

• Bal birçok yara merheminin terkibinde bulunur.

• Kaynatılmış adaçayına biraz sirke ve bal karıştırılıp yudum yudum içilirse bademcik iltihabını iyileştirir, ağrıyı keser.

• Kana çabuk karışarak süratle enerji verdiğinden ağır spor ile meşgul olanların yorgunluğunu hafifletir. Sade olarak veya portakal suyu gibi meşrubatlara karıştırılarak alınabilir.

17 Mart 2011 Perşembe

MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.)

MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.)
17 MART PERŞEMBE - 12 REBÎ'UL-ÂHİR 1432

Kâinâtın efendisi Muhammed Mustafa aleyhissalâtü vesselâm Efendimiz Hazretleri bütün âlemlere peygamber oldu ve İslâm dîni bütün dinlerin hükmünü neshetti, kaldırdı. Hükmü kıyâmete kadar bâkî olduğundan hiçbir yerde onun dininden başka dîn ile amel etmek câiz olmadı ve ondan sonra peygamber gelme ihtimâli kalmadı.

Biz -ki elhamdülillah ümmet-i Muhammeddeniz ve dinimiz İslâm dînidir- bütün peygamberlere inanırız; Hepsi Allâhü Teâlâ tarafından gönderilmiş peygamberlerdir. Fakat Kur'ân-ı Kerîm nâzil olunca diğer dinlerin; kitapların ve peygamberlerin hükmü kalmadı. Onun için onlarla amel câiz değildir.

Hristiyanlar da geçen peygamberlere inanırlar. Fakat bizim peygamberimize inanmadıklarından küfür ve dalâlette kaldılar.

Ama Yahûdiler, bizim peygamberimize inanmadıkları gibi Hazret-i İsâ'ya da inanmadıklarından onlar İslâm dininden iki mertebe uzak kaldılar.

Kaynak: Fazilet Takvimi / 9 MART 2011 CARSAMBA - 4 REBÎ'UL-ÂHİR 1432

SULTAN YILDIRIM BÂYEZİD HÂN

SULTAN YILDIRIM BÂYEZİD HÂN
17 MART 2011 PERŞEMBE - 12 REBÎ'UL-ÂHİR 1432

Osmanlı sultanlarının dördüncüsü ve Murâd Hüdâvendigâr'ın oglu olup 1360 senesinde dünyâya gelmiştir. Saltanatı 1389-1402 yılları arasına tesâdüf eder. Savaşlarda çok hızlı hareket ettiği için ona "Yıldırım" ismi verilmiştir. Yıldırım Bâyezid Hân'ın saltanatı müddetinde Alaşehir, Ayasuluğ, Saruhan, Menteşe, Niğde, Aksaray, Kayseri, Sivas, Amasya, Kastamonu, Tırhala, Atina, Malatya, Çankırı, Kemah ve Tuna sâhili fethedilmiştir.

1396 yılında Avrupalı milletlerin iştirak ettiği kuvvetli bir Haçlı ordusunu Niğbolu'da kat'î bir mağlubiyete uğratmıştır.

İstanbul'u birkaç defa muhâsara ederek Bizans'ı çok zor durumda bırakmıştır.

Emir Timur ile 1402 senesinde vukû bulan Ankara Savaşı'nda ordusu mağlup, kendisi de esir olmuştur.

13 yıl hükümdarlık yapmış ve 1403 yılında 43 yaşında iken vefât etmiştir. Bursa'da, kendi adıyla anılan câmiinin yakınında medfûndur. Bursa'da yaptırdığı Ulu Câmî meşhurdur. Rahmetullahi aleyhAnahtar Kelimeler: SULTAN YILDIRIM BÂYEZİD HÂN - Sultan - Yildirim Bayezid Han

13 Mart 2011 Pazar

Depremin büyüklüğü 9.0 olarak düzeltildi

Depremin büyüklüğü 9.0 olarak düzeltildi
13 Mart 2011 Pazar

Japonya Meteoroloji Ajansı, cuma günü meydana gelen ve tsunami felaketine de yol açan depremin büyüklüğünü 9,0 olarak düzeltti.

Meteoroloji Ajansı, daha önce bu depremin büyüklüğünü 8,8 olarak açıklamıştı. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu USGS ise depremin büyüklüğünü 8,9 olarak ölçtüğünü bildirmişti.

Japonya'da cuma günü meydana gelen dünyanın en büyük beşinci, Japonya tarihinin de en büyük depremi ve yol açtığı tsunami felaketinde en az 763 kişinin öldüğü kaydedildi.

Bu arada Miyagi bölgesinden bir polis yetkilisi, 200 cesede daha ulaştıklarını açıkladı.

SULAR ÇEKİLİYOR...

Japonya’yı depremin ve tsunami felaketinin ardından, suların yavaş yavaş çekilmesiyle birlikte kayıpların dehşet verici bilançosu da ortaya çıkmaya başladı.

50 bin kişilik bir kurtarma ekibinin çalışmalara dün başladığı kuzeydoğu bölgesinde, bu sayının dramatik bir biçimde artmasından korkuluyor. Devlet televizyonu NHK dün, kuzeydoğudaki Miyagi bölgesinin 17 bin nüfuslu liman kenti Minamisanriku’da yaklaşık 10 bin kişiden haber alınamadığını duyurdu. Halkın büyük kısmı ise önceki geceyi barınaklarda ve çatılarda geçirdi.

SULAR 10 KM İÇERİ GİRDİ

Tsunamiden en çok etkilenen kuzeydoğu bölgeleri, dün gün ağardığında adeta savaş alanını andırıyordu. Televizyon görüntülerinde kuzeydoğuda kıyıdan 10 kilometre içeriye giren 10 metre yüksekliğindeki dalgaların yuttuğu evlerin yanı sıra tarlalara sürüklenmiş gemiler, balıkçı tekneleri ve petrol tankerleri, dümdüz olmuş arabalar ve yan yatmış tren vagonları görülebiliyordu. Ülkede en az 1.4 milyon evin sular altında kaldığı tahmin ediliyor.

Depremin merkez üssüne en yakın yerleşim birimi olan Sendai ise hayalet şehir gibiydi. Kıyıya sürüklenmiş konteynerlerin evlerin duvarlarına takılıp kaldığı kıyı şeridinde, kurtarma ekipleri çamurlu sularda botlara binerek insanları kurtarmaya çalıştı. Kentin iç kısımlarındaki süpermarketlerde yüzlerce insan kuyruklar oluşturdu

LİMANDA 400 CESET BULUNDU

Diğer kentlerdeki kurtarma çalışmaları da kayıp ve ölü sayısına dair çok karanlık bir tablo çizdi. Devlet televizyonu NHK dün, kuzeydoğudaki Miyagi bölgesinin 17 bin nüfuslu liman kenti Minamisanriku’da yaklaşık 10 bin kişiden haber alınamadığını duyurdu.

Japon ordusu da, sular altında kalan Rikuzentakata limanında yaklaşık 400 kişinin cesedinin bulunduğunu açıkladı.

Yine kuzeydoğu bölgesinde depremden 24 sonra dört trenden hâlâ haber alınamıyor.

Deprem dünyanın eksenini kaydırdı

DÜNYA EKSENİ KAYDI

9 büyüklüğündeki depremin kaya kütlelerini kaydırarak kütle dağılımını değiştirmesi sonucu Dünya ekseni üzerinde 10 santimetre kaydı.

ABD Coğrafi Araştırmalar Merkezi de Japonya adasının 2.4 metre hareket ettiğini açıkladı. NASA’da çalışan jeofizikçi Richard Gross, “Kütlesindeki bu kayma nedeniyle Dünya’nın kendi etrafında dönme hızı 1.6 mikrosaniye (saniyenin milyonda biri) kadar arttı. Bu da günlerin günlerin 1.6 mikrosaniye kadar kısalması anlamına geliyor” dedi. Depremler, yüzlerce kilometre boyunca uzanan kaya kütlelerini metrelerce kaydırarak yerküredeki kütle dağılımını değiştirebiliyor; bunun sonucunda Dünya’nın ekseni ve yörüngesi de değişiyor. 2004 yılında Sumatra’yı vuran ve Hint Okyanusu’nda tsunami dalgaları yaratan 9.1 büyüklüğündeki deprem de günleri 6.8 mikrosaniye kısaltmıştı. 2010’daki Şili depreminde de eksende 8 santimetrelik bir kayma olmuş, günler 1.26 mikrosaniye kısalmıştı.

-MİLYONLARCA KİŞİ YİYECEKSİZ-

Japonya'da önceki gün meydana gelen, tarihinin tespit edilen en büyük depreminin ve yol açtığı tsunaminin ülkenin kuzeydoğu kıyılarını vurmasından iki gün sonra, milyonlarca kişinin makarna ve pirinç yiyerek ayakta kalmaya çalıştığı, su ve elektrik sıkıntısı çektiği bildiriliyor.

Hükümet, yardım çalışmalarına katılan asker sayısını ikiye katlayarak 100 bine çıkarırken, halkta ayrıca çevre felaketi endişesi oluştu.

Tsunamiden en fazla etkilen liman kenti Senday yakınındaki küçük Tagayo kasabasında halk şaşkınlık içinde harap olmuş evler ve otomobiller arasında dolaşırken, hastane yetkilisi Ikuro Matsumoto, hala su ve yiyecek sıkıntısı çektiklerini belirtti.

Bölgeden gelen haberlere göre, kurtarma ekipleri yüzlerce kilometre uzunluğundaki kıyılarda kayıpları aramayı sürdürürken, hayatta kalan binlerce aç insan da yardımların henüz ulaşamadığı karanlıkta kalan acil yardım merkezlerinde toplandı.

Ülkeyi depremin vurmasından sonra en az 1 milyon 400 bin hane susuz, yaklaşık 2.5 milyon hane de elektriksiz kaldı.

Kırsal yerlerde etrafı suyla çevrili ulaşılamayan büyük alanlar bulunuyor.

12 Mart 2011 Cumartesi

Flaş! Japonya'da nükler santralde sızıntı

Flaş! Japonya'da nükler santralde sızıntı
12 Mart 2011 Cumartesi

Japonya'da dün meydana gelen 8,9 büyüklüğündeki depremden sonra bir nükleer santralde erimenin muhtemel olduğu bildirilmişti. Felaket haberini Japon medyası duyurdu: Tesiste radyasyon sızıntısı var.

SAAT 11.00 DEVLET TELEVİZYONU: SANTRALDEKİ İŞÇİLERDEN YARALILAR VAR

Japonya'daki Fukuşima 1 nolu nükleer elektrik santralindeki patlamada birçok santral çalışanının yaralandığı bildirildi.

Devlet televizyonu NHK'deki haberde, santraldeki reaktörün çatısının ve duvarlarının çöktüğü belirtilirken, televizyonda, sızıntıya karşı pencere ve kapılarda koruyucu önlemler alınması yönünde çağrılar yapılmaya başlandı.

SAAT 10.45 SIZINTI TESPİT EDİLDİ

Japon medyası, Fukişima'daki nükleer tesiste radyasyon sızıntısının tespit edildiğini duyurdu.

SAAT 08.04 TESİSTE ERİME VAR

Japonya'da dün meydana gelen 8,9 büyüklüğündeki depremden sonra bir nükleer santralde erimenin muhtemel olduğu bildirildi. Japonya nükleer güvenlik komisyonundan Ryohei Şiomi, yetkililerin depremden etkilenen Fukuşima Dai-ichi nükleer santralinde erime olup olmadığını kontrol ettiğini söyledi. Şiomi, nükleer santralde erime olsa bile, bunun 10 kilometre yarıçapı içindeki insanları etkilemeyeceğini, bölgede yaşayan 51 bin kişinin çoğunun tahliye edildiğini ifade etti.

SAAT 02.26 İKİ TESİS KAPATILDI

Japonya'da 8,9 büyüklüğündeki deprem ve tsunami afetinden sonra iki nükleer enerji santrali soğutma sistemleri çalışmadığı için tamamen kapatıldı, toplam 5 nükleer enerji santralinin çalışması durduruldu. Japon Nükleer Güvenlik Kurumu, Japonya'nın kuzeydoğusunu vuran "140 yıldır kaydedilmiş en büyük depremde", Fukuşima 1 ve Fukuşima 2 santrallerinden çıkan buharda radyoaktif sızıntı saptandığını, bu santrallerin yanı sıra üç nükleer santralin daha kapatıldığını açıkladı. Fukuşima'nın iki biriminde elektrik kesintisi yüzünden soğutma sistemi çöktü ve olağanüstü hal ilan edildi.

SIZMA RİSKİ VAR

Japon Jiji ajansında Sanayi Bakanlığına dayandırılan haberde, ülkenin kuzeydoğusundaki santralde sızıntı riski bulunduğu da belirtildi. Kyodo ajansındaki haberde ise, radyoaktivitenin normalin bin kat üzerinde olduğu belirtildi. Haberde, kaynak olarak bir güvenlik komitesi gösterildi.

Ajanslar

11 Mart 2011 Cuma

Japonya'da 8.9 büyüklüğünde deprem

Japonya'da 8.9 büyüklüğünde deprem
11 Mart 2011 Cuma
Japonya'nın kuzeyinde meydana gelen depremin 8.9 büyüklüğünde olduğu açıklandı.

Japonya’da, 8,9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Türkiye saati ile sabah 07.46'da meydana gelen depremin merkez üssü Tokyo'nun 168 km kuzeydoğusu olarak belirlendi.

Japon medyası, deprem ve depremin yol açtığı dev dalgalarda en az 29 kişinin öldüğünü duyurdu.

Pek çok kişinin kayıp olduğu bildiriliyor ve bu nedenle de ölü sayısının artmasından kaygı duyuluyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türklerle ilgili olumsuz bir haberin olmadığını söyledi.

Depremin büyüklüğü nedeniyle, Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi, başlangıçta sınırlı tuttuğu tsunami alarmını daha sonra neredeyse Pasifik Okyanusu'na kıyısı olan bütün ülkeler için genişletti. Tsunami uyarısı yapılan ülkeler arasında Rusya, Tayvan, Filipinler, Endonezya, Papua Yeni Gine, Avustralya, Yeni Zelanda, Fiji, Meksika, Guatemala, El Salvador, Kosta Rika, Nikaragua, Panama, Honduras, Şili, Ekvador, Kolombiya ve Peru da bulunuyor.

Depremden sonra Japonya'nın başkenti Tokyo ve civarında 4 milyon evin elektrikleri kesildi, kentte 14 yangın çıktı. Tokyo'nun merkezinde tüm tren seferleri durduruldu.

Japonya'nın kuzeyindeki Tohoku otobanının bazı bölümleri hasara uğradı, Tokyo yakınlarındaki Chiba rafinerisinde ise büyük bir yangın çıktı. Kuzeydeki tren seferleri durduruldu, hükümet depremden etkilenen bölgelere 900 kurtarma görevlisi gönderdi. Narita havaalanı kapatıldı, yolcular ise tahliye edildi.

Tokyo metrosu ve banliyö trenleri durduruldu. Kuzeydeki Sendai havaalanını ise su bastı.

Japonya'daki tüm limanlar tsunami tehdidi dolayısıyla kapatıldı.

Bu arada 8 askeri uçak ise depremin verdiği hasarı gözlemlemek üzere havalandı.

Başbakan Naoto Kan, Japon halkından sakin olmalarını istedi.

Japonya Merkez Bankası mali piyasanın istikrarını sağlamak için azami gayretin gösterileceğini açıkladı.

Depremin ardından bazı nükleer santraller otomatik olarak kapandı. Yetkililer, Tepco Fukuşimi'nin 1 nolu terminalinde bir sorun çıktığını, ancak hemen güvenliğin sağlandığını söyledi.

Toyota ise kuzeydoğudaki iki tesis ile parça üretim fabrikasında üretimin durdurulduğunu duyurdu.

ABD Jeolojik Araştırma Merkezi'nden yapılan açıklamada da depremin ardından, Japonya'nın Honşu adasının doğu sahili açıkları ve yakınlarında büyüklükleri 5,8 ile 7,1 arasında değişen 20 artçı deprem olduğu kaydedildi.

Açıklamaya göre, depremden sonra meydana gelen en büyük artçı şok Honşu adasının doğu sahili açığında, depremden yaklaşık 45 dakika sonra oluşan 7,1 büyüklüğündeki artçı deprem oldu. Ana şoktan yaklaşık 6 saat sonra, Honşu adasının doğu sahili yakınında 6,5 büyüklüğünde bir artçı deprem daha meydana geldi.

Japonya'da bugün meydana gelen depremin, 1872'den bu yana en büyük deprem olduğu bildiriliyor.

Japonya'da 1923'te Canto'da meydana gelen depremde ise 143 bin kişi hayatını kaybetmişti. Japonya'da sol yıllarda en fazla can kaybına neden olan deprem ise 1996'da 5 bin 500 kişinin öldüğü Kobe depremi olmuştu.

-RUSYA, 11 BİN KİŞİYİ TAHLİYE ETTİ

Bu arada, Rus yetkililerin, bu sabah 8,9 büyüklüğünde bir depremle sarsılan Japonya'ya yakın olan Kuril adalarından 11 bin kişiyi tahliye ettiği bildirildi.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığından yapılan açıklamada, tsunaminin Pasifik'teki bazı sahil kasabalarını ve köyleri vurma olasılığının bulunduğu belirtilerek, bu yüzden söz konusu bölgelerden 11 kişinin tahliye edildiği kaydedildi.

Açıklamada, Pasifik'teki Malo-Kurilks köyüne ulaşan tsunami dalgasının 50 santimetre yüksekliğinde olduğu aktarıldı.

Rusya, İkinci Dünya Savaşı'nın son döneminde ABD'nin attığı atom bombası ile savaşı kaybeden Japonya'ya ait Kuril adalarını işgal etmişti. Söz konusu adaların iadesi konusu, iki ülke arasındaki ilişkilerin dönem dönem gerilmesine neden oluyor.

-SONY 6 FABRİKAYI KAPATTI
Japonya Merkez Bankası (BoJ), depremin yarattığı kaygıları gidermek amacıyla finansal piyasalarda istikrarı sağlamak için her türlü çabayı sarf edeceğini bildirdi.

BoJ'den yapılan açıklamada, ''Japonya'da borsa ve yen değer kaybettiği için finansal piyasalarda istikrarı sağlamak amacıyla elimizden geleni yapacağız'' denildi.

Ekonomi uzmanları, Japonya'da borsada işlem gören hisselerin, özellikle depremin ve tsunaminin vurduğu bölgelerdeki fabrikalara ait olanların gelecek hafta pazartesi günü muhtemelen değer kaybedeceğine dikkati çektiler.

Bu arada dün 82,90 yenden işlem gören ABD doları bugün 83,20 yene kadar çıktıktan sonra 82,75 yene düştü. Böylece yen, ABD doları karşısında iki haftanın en düşük seviyesini görmüş oldu.

Kyodo haber ajansına göre, elektronik devi ve ülkenin en büyük ihracatçı şirketlerinden Sony, depremden sonra 6 fabrikasını kapattı.

Tokyo'daki Mizuho Research Institute'den Yasuo Yamamoto, depremin ve tsunaminin etkilediği ülkenin kuzeydoğusundaki otomobil ve yarı iletken fabrikaların zarar görmesinin olumsuz ekonomik etkileri olacağını ifade etti.

Japonya'da rafineri işletmecisi JX Nippon Oil & Energy şirketi, Sendai, Kashima ve Negishi'deki üç rafineride faaliyetleri durdurduğunu açıkladı. Cosmo Oil şirketine ait Chiba rafinerisinde de büyük yangın çıktığı bildirildi.

Electric Power Development şirketi de Yokohama bölgesinde Isogo termal elektrik santralindeki çalışmaları durdurdu.

Singapur merkezli Action Economics'den David Cohen, depremin vereceği zararın kısa vadede ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1'ine mal olacağını, ancak uzun vadede inşa çalışmalarından ötürü büyüme için olumlu sonuçları olacağını söyledi.

-PETROL FİYATI-
Öte yandan deprem, uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının da yönünü aşağı çevirdi.

ABD ham petrolünün varil fiyatı nisan ayı teslimi Asya'daki işlemlerde düne göre 1,30 dolar azalışla 101.40 dolardan satılıyor.

ABD ham petrolünün varil fiyatı nisan ayı teslimi dün 1,68 dolar değer kaybederek günü 102.70 dolardan kapattı.

Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı nisan ayı teslimi de 1,20 dolar düşüşle 114.23 dolardan işlem görüyor.

YÜZYILIN EN ŞİDDETLİ DEPREMLERİ

Yüzyılın başından beri meydana gelen şiddetli depremler, büyüklüklerine göre şöyle:

1960: ŞİLİ - Şili'de 9,5 büyüklüğündeki depremde 5 bin 700 kişi hayatını kaybetti. Depremin ardından oluşan tsunami, Pasifik kıyısındaki ülkeleri de tehdit etti ve Hawaii'de 61, Japonya'da 130 kişinin ölümüne yol açtı.

1964: ALASKA - Prens William Boğazı yakınlarındaki 9,2 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen tsunami yüzden fazla kişinin ölümüne yol açtı.

2004: ASYA - Endonezya'ya bağlı Sumatra adası açıklarında 9,1 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen tsunami 10 kadar komşu ülkeyi etkiledi, 270 bin kadar insan öldü ya da kayboldu.

1952: SSCB- Kamçatka Yarımadasında 9 büyüklüğünde meydana gelen deprem ve sonrasındaki tsunami Şili ve Peru'yu da etkiledi. Deprem 2 bin 300 kişinin ölümüne yol açtı.

1906: EKVADOR - Kolombiya ve Ekvador kıyıları açıklarında 8,8 büyüklüğündeki depremin ardından oluşan tsunami bin kadar kişinin ölümüne yol açtı.

1965: ALASKA - 8,7 büyüklüğündeki depremin neden olduğu tsunami Aleoutiennes Adalarını etkiledi.

2005: ENDONEZYA - Sumatra açıklarındaki Nias adası yakınlarında 8,6 büyüklüğündeki depremde 900 kişi öldü, 6 bin kişi yaralandı.

1957: ALASKA - Andreanof Adalarını vuran 8,6 büyüklüğündeki deprem önemli bir tsunami faciasına yol açtı.