14 Ocak 2010 Perşembe

KABİR ÂLEMİ- ŞEFAAT- KÜFRE GÖTÜREN BÂZI ŞEYLER

KABİR ÂLEMİ- ŞEFAAT- KÜFRE GÖTÜREN BÂZI ŞEYLER
14 OCAK 2010 PERŞEMBE...


Kâfirler ve bâzı günahkâr müminler için kabir azabı haktır. Dînin emirlerini yerine getiren, ibâdet eden müslümanların da kabirde ni'met içinde bulunmaları haktır. Allâhü Teâlâ (meâlen): "Ateş ki, onun üzerine sa­bahleyin ve akşamleyin arz olunurlar ve kıyamet kopa­cağı günde 'Firavun'un ailesini azabın en şiddetlisine (atınız)' denilir." (Mü'min-46) buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz'de (s.a.v): "İdrâr(bevil sıçramasın)dan sakınınız. Zîrâ kabir azabının çoğu ondandır." ve "Kabir, ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur." buyurdular.

Münker ve Nekîr'in suâli haktır. Bu iki melek kabre gelip insana rabbinden, dîninden, peygamberinden suâl ederler.

Allâhü Teâlâ -helâl kabul edilmemesi şartıyla- büyük günahları affedebilir. Ancak günâhı helal saymak küfürdür.

• Büyük günah işleyen (şefaati inkâr etmeyen) kim­selere peygamberlerin ve hayırlı kimselerin şefaat ede­ceği hadîs-i şeriflerle sabittir.

• Tevbe etmeden ölseler de büyük günah işleyen müminler cehennemde ebedî olarak kalmazlar. Çünkü Allâhü Teâlâ -meâlen- "Kim zerre miktarı hayır yaparsa onun karşılığını görecektir." (Zilzâl-7) buyur­muştur. İmânın kendisi hayırlı bir ameldir.

Din ve mukaddesat ile alay etmek küfürdür. Çün­kü bu yaptığı, dîni yalanladığının alâmetidir.

• İslâm dîninde haram olduğu kat'î olarak bilinen; (me­selâ) nikah düşmeyen biri ile nikahlanmak, şarab içmek, ölü hayvan eti, kan ve hınzır eti yemek gibi haramları helâl kabul ederek işlemek küfürdür.

Müslüman birinin Allâhü Teâla'(nın rahmetin)den ümidini kesmesi; "Allah beni affetmez, cennetine koy­maz." demesi yahut azabından emîn olması da küfür­dür. Çünkü Allâhü Teâlâ "...Allah'ın rahmetinden ancak kâ­firler topluluğu ümîdini keser." (Yûsuf-87) ve "Allah'ın mekrinden ancak hüsrana uğrayan topluluk emîn olur." (Âraf, 99) buyurmuştur. Mü'min, korku ile ümîd arasında olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder