9 Ocak 2010 Cumartesi

SIFIR ÜZERİNE KURULMUŞ BİR MEDENİYET

SIFIR ÜZERİNE KURULMUŞ BİR MEDENİYET
09 OCAK 2009 CUMARTESİ


İslâm matematik bilgisinin batıya yayılmasından önce Avrupa kültürü bir rakam sisteminden bile mahrumdu. Eski Yunan-Lâtin kültürünün rakamsız olduğundan sa­yılar rakamla değil harfle anlatılmıştır. "Roma rakam­larında her sayı bir harfle ifâde edilir. Meselâ bir 1" harfi "bir" adedini, "V" harfi "beş" adedini, "X" harfi "on" ade­dini ve "C" harfi de "yüz" adedini gösterir! Fakat bu sis­temde en zarurî rakam olan "sıfır" yoktur. Sıfırsız Roma rakamları ile de matematik ilimler kurulamayacağı ta­biîdir. Profesör Risler'in 1955'de yayınlanan eserinde İslâm îcâdı olan sıfırın keşfi şöyle îzâh edilir:

"Herhalde hiç tereddüde kapılmadan denilebilir ki 'sıfır'ın îcâdı insanoğlunun en büyük keşiflerinden biridir".

Rakam sisteminin en zarurî esâsı olan sıfırın bir İs­lâm îcâdı olduğu da şöyle anlatılır:

"Mîlâdın 976 târihinde Mehmed bin Ahmed'in Mefâtîhu'l-Ulûm adındaki eserinde eğer onlar hanesinde (basamağında) hiçbir sayı mevcut değilse sırayı mu­hafaza için küçük bir dâire yâni sıfır konulması, yazılı idi. İşte bu dâire, Arapçanın (boş) mânâsına gelen (sıfır) kelimesinden Lâtince'ye geçen (Zero)nun menşeidir. Eski Yunanlılar da, Romalılar da sağlam bir rakam sistemi keşfedememişlerdir. Eski insanfar hep parmakları ile sayı saydıkları için, batı âleminde hesap ilmi Mehmed bin Ahmed'in sıfırı keşfinden ikiyüz elli yıl sonra sıfır kullanılıncaya kadar inkişâf edememiştir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder