20 Ocak 2010 Çarşamba

KASIM BİN MUHAMMED (R.A.)

KASIM BİN MUHAMMED (R.A.)
20 OCAK 2010 CARSAMBA

Hz. Ebû Bekir ve Selmân-ı Fârisî'den (r.anhümâ) son­ra Silsile-i Sâdâtın üçüncü halkası olan Kâsım bin Muhammed (r.a.), Hz. Ebû Bekr'in torunudur.

Babası Muhammed bin Ebûbekir Mısır vâlîsi iken şehit edilince küçük yaşta yetim kaldı. Halası ve mü'minlerin annesi Hz. Âişe vâlidemizin yanında büyüdü. Ondan fıkıh öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti.

Tâbiînin büyüklerinden ve Medîne'deki yedi fukahâdan biridir. Hadîs ilminde güvenilir bir râvî, âlim, fakih ve takvâ sâhibi idi. İki yüz hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Hz. Âişe, İbn-i Mes'ûd, İbn-i Abbâs, Ebû Hüreyre, Zeyneb bint-i Cahş gibi sahâbeden (r.anhum) hadîs-i şerîf rivâyet etmiş, tâbiîn de kendisinden hadis rivâyet etmiştir.

Kâsım bin Muhammed (r.a.), gün başlarken mescide gelir, iki rekât namaz kılar ve insanların arasında otu­rurdu. Onlar da kendisine sorular sorarlardı. Ancak açık olan meselelere cevap verirdi.

Kasım bin Muhammed (r.a.) buyurdular ki:

"İnsanlar bana fetvâ sorarlar, ben bu husûsu bilmi­yorum, anlamıyorum, derdim. Isrârla sorduklarında val­lâhi sizin sorduklarınızın hepsini bilmiyorum. Şâyet bil­se idim, söylerdim. Zâten bildiğim şeyi gizleyip söyle­memem helâl olmaz, derdim.

Kişinin, Allâh'ın farz kıldıklarını öğrendikten sonra câhil olarak yaşaması, bilmediği hususlarda fetva vermesinden daha hayırlıdır."

• "Kişinin günâhını hafife alması en büyük günah­lardandır."

Hac veyâ umre için giderken, hicrî 106 yılında Mekke ile Medîne arasında Kudeyd'de vefât etti. Radıyallâhü anhü.

Hz. Kâsım'dan sonra Silsile-i Sâdâtın dördüncü hal­kası Ca'fer-i Sâdık Hazretleridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder