24 Mayıs 2010 Pazartesi

İSLAMIN KAYNAKLARI

İSLÂMIN KAYNAKLARI
24 MAYIS 2010 PAZARTESİ


Ehl-i sünnetin ameldeki dört imamının mezhebleri ki­tap, sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâ üzerine ku­rulmuştur. Bu dört kaynağa Edille-i Erbaa yahut Usûl-i Erbaa denir.

Bütün müctehidler, bu dört delîli kabul etmiş, dîn hü­kümlerini bu dört delîlden birine veya bir kaçına dayan­dırmışlardır.

Kitaptan maksat, Kurân-ı Kerîm'dir.

Sünnet: Peygamberimiz'in mübarek sözleri, işledik­leri ve başkaları tarafından yapılan işlerde o işi tasvip mahiyetindeki sükûtlarıdır. Resulü Ekrem'in mübarek sözlerine "Sünnet-i kavliye", fiillerine "Sünnet-i fiiliye" denir. Yapıldığını gördüğü bir şeye karşı sükût edip red ve inkâr buyurmaması da bir "Sünnet-i takririye"dir ki, o şeyin caiz olduğuna delâlet eder.

İcmâ-ı ümmet'den maksat, bir asırda bulunan bü­tün müctehidlerin bir hâdisenin dînî hükmü hakkın­da ittifak etmeleridir. Resûlullâh Efendimiz: "Ümmetim dalâlet (inançta ve amelde sapıklık) üzerine toplan­maz." buyurmuştur. Diğer bir hadîs-i şerîfte de: "Müslü­manların güzel gördüğü bir şey Allah katında da güzel­dir." buyurulmuştur. Binâenaleyh müctehidlerin bir me­sele hakkında rey (görüş) ve kanâatte bulunmaları, o mesele hakkında muteber bir huccettir, delîldir.

Kıyâs-ı fukahâ'dan maksat da bir hâdisenin kitap, sünnet ve icmâ-ı ümmetle sabit olan hükmünü aynı ille­te dayandırarak o hâdisenin tam benzerinde de ictihâd yolu ile isbât etmekten ibarettir.

Artık ümmet üzerine bu delîllerin hepsini kabul etmek ameldeki mezheb imamına uymak bir vecîbedir, zaru­rettir. Bu delîller insanların haklarını, vazîfelerini bildiren İslâm hukukunun inkişâfını te'mîne mahsûs birer ulvî feyz ve hikmet menbaıdır. Müslümanların dînî hayâtı bu dört feyizli hikmet ve maslahat kaynağından asla müs-tağnî olamaz.

Kaynak: Fazilet Takvimi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder