8 Ocak 2011 Cumartesi

TOPKAPI SARAYI (MAKALE)

TOPKAPI SARAYI (MAKALE)
8 OCAK 2011 CUMARTESi - 4 SAFER 1432

“... Revan Köşkü’nde gezerken kulağıma derinden bir Kur’ân sesi geldi. Birdenbire İslâm mimarisini tam mânâsıyla gördüm. Çünkü İslâm mimarisinin içine bir ruh gibi muhakkak rahle başında bir Kur’ân sesi lâzım. O ses olmadığı zaman bu mimari kuru bir şekilde görünüyor. Bu fikrimi rehberim Lütfü Bey’e söyledim. Ve bu Kur’ân sesinin nereden geldiğini sordum.

“Hırka-i Saâdet Dâiresi’nden!” dedi. Yavaş yavaş sesin geldiği pencereye yaklaştım. Baktım; yeşil, yemyeşil ruhânî yeşil bir daire, pencereye arkasını çevirmiş bir hafız, öteki âleme dalmış bir ruhun istirahatiyle okuyor. Diğer bir hafız da gözlerini yummuş, bir köşede tesbihini çekerek bekliyor.

Rehberim Lütfü Bey’e sordum: “Hırka-i Saâdet’te ne zamanlar bu hatim indirilir?” Lütfü Bey gülümseyerek kulağıma dedi ki: “Her gün! Her saat! Dörtyüz seneden beri geceli gündüzlü bilfâsıla...”

Hayretten gözlerim kapanmış dinliyordum. Lütfü Bey biraz malûmat verdi:

“Yavuz Sultan Selim Hân hilâfetin alâmeti olan Hırka-i şerîf, Sened-i şerîf ve diğer Emânât-ı Mübâreke’yi Mısır’dan İstanbul’a hatimler indirterek getirtmiş. İstanbul’a vardığı gece, Saray’da yüksek bir mevkiye yerleştirmiş.

Mimarbaşı ve ustalar asıl tevdi olunacak makamı harıl harıl inşa ederlerken sefer yorgunluğuna bakmaksızın sabaha kadar ayakta beklemiş. O gece, geceli gündüzlü Kur’ân okunması için bir vazife tertip ederek 40’ıncısı bizzat kendi olmak üzere 40 hafız tayin eylemiş. İşte o günden bu ana kadar bu dairede bir saniye tevakkuf etmeksizin (beklemeden) Kur’ân okunuyor. Bu hafızlar elan 40 kişidir. Daima ikişer nöbetleşe vazifelerini ifa ederler. Bugün (14 Şubat 1921) de bu iki hafızın nöbeti.” dedi.

Bu gece, bu saat, ben burada bu satırları yazarken Hırka-i Saâdet Dâiresi’nde Kur’ân okunuyor! Siz benim bu satırlarımı okurken de Hırka-i Saâdet Dâiresi’nde Kur’ân okunuyor olacak! Tam 400 seneden beri de böyle fasılasız okunmuş. O günden beri bu düşünce bir saat rakkası gibi hafızamda sallanıyor...

İstanbul’da böyle bir makamın yanında 4 asırdır durmamış bir Kur’ân sesi olduğunu bilmezdim. Nice Türkler, hatta nice İstanbullular da bilmezler. Bu sarayın içinde 400 seneden beri olmuş ihtilâller, hal’ler, kitaller bu Kur’ân sesini bir an susturamamış...”

Yahya Kemal Beyatlı - Aziz İstanbul (Resimli Tarih Mecmuası)

Kaynak: Türkiye Takvimi / 22 & 23 KASIM 2010 - 16 & 17 ZİLHİCCE 1431

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder