6 MART 2011 PAZAR - 1 REBÎ'UL-ÂHİR 1432
Enes bin Mâlik'e (r.a.) "Bize dua et." dediler. O da "Allâhümme Rabbenâ Âtinâ..." duâsını okudu.
"Daha çok dua et." dediler. Yine aynı duâyı okudu.
"Tekrar daha fazla dua et" dediler. Enes bin Mâlik (r.a.) "Siz ne istiyorsunuz? Ben sizin için Allâhü Teâlâ'-dan dünya ve ahiret hayırlarını istedim. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu duâyı çok okurdu." dedi.
Allâhü Teâlâ bu dua ile dua edeni Kur'ân-ı Kerîm'inde medhetmiş ve ona fazlından ve rahmetinden nasip vermiştir;
Bakara Sûresinin 200. âyetinde (meâlen) "İnsanlardan bazıları 'Rabbimiz bize (vereceğini) dünyada ver' derler. Bunun için âhirette bir nasip yoktur." buyurulmuştur. Onlar 'Bize deve koyun sığır köle altın gümüş (yani dünya nimetleri) ver' derler ve her şeyde dünyaya niyet ederler dünya için harcarlar ve onun için çalışırlar. Onların derdi isteği budur. Fakat âhirette onların nasibi olmayacaktır.
"Bazıları da 'Rabbimiz bize dünyada bir güzellik ver âhirette de bir güzellik ver ve bizi cehennem ateşinden koru' der." Her ikisinin de dualarından nasibi vardır. Öncekiler yalnız dünyadan nasib alır âhiretten mahrum kalır. Diğerleri de hem dünyadan hem âhiretten nasib alırlar.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hastayı ziyarete gitmişti. Adam hastalıktan tüyleri yolunmuş bir kuş gibi kalmıştı.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Allâhü Teâlâ'ya nasıl dua ederdin veya ondan neyi isterdin?" buyurdular.
O da "Allah'ım! Âhirette bana vereceğin azabı dünyada iken hemen ver diye dua ettim." dedi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) -hayretle- "Sübhânallah senin buna gücün yetmez sen buna takat getiremezsin. Sen hiç 'Allâhümme Rabbenâ âtinâ fiddünya haseneten ve fil âhireti haseneten ve kınâ azâbennar' duasını okudun mu?" buyurdular. O kişi Allâhü Teâlâ'ya bu duâ ile duâ etti ve şifâ buldu.
Anahtar Kelimeler: DÜNYA VE ÂHİRET SAÂDETİNİ İSTEMEK
Kaynak: Fazilet Takvimi / 1 MART 2011 SALI- 26 REBÎ'UL-EVVEL 1432
*************************************************************************************
BİR HADİS-İ ŞERİF
"Rabb'inden, dünyâ ve âhirette af ve âfiyet iste. Af ve âfiyet verildiği zaman felâh bulur; muradına -Allâh'ın rızâsına- erersin."
Kaynak: Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce
*************************************************************************************
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder