6 Nisan 2010 Salı

ABDULLAH BİN MES'ÛD (R.A.)

ABDULLAH BİN MES'ÛD (R.A.)
06 NISAN 2010 SALI

Ashâb-ı Kirâm'ın fazîletlilerinden ve fakîhlerinden pek büyük bir zâttır. Mekke-i Mükerreme'de doğmuş­tur. Henüz çocuk iken çobanlık yaptığı sırada Resûlul­lâh'ın (s.a.v.) mucizesini görüp Müslüman olmuştur. İlk Müslüman olanların altıncısıdır. Kalem sûresini oku­mak suretiyle Kureyşlilere Kur'ân-ı Kerîmin âyetlerini ilk duyuran zâttır. Bedir, Uhud, Hendek Gazvelerine iştirak etmiş, Rıdvan Bîatı'nda bulunmuştur.

Hz. Ömer anlatıyor: Bir sabah Resûlullâh (s.a.v.) ve Hz. Ebû Bekir ile mescide vardığımızda birisinin Kur'ân okuduğunu gördük. Resûlullâh (s.a.v.) onu dinliyordu. Ben 'Yâ Resûlallâh! Geç kalmadınız mı?' dedim. Eliyle bana dokunarak sus, dedi. Adam Kur'ân okuduktan sonra kalktı, rükû ve secde etti. Sonra duâ etmek ve istiğfarda bulunmak için oturdu. Resûlullâh (s.a.v.) "İste, istersen sana verilir." buyurdu. Sonra da "Kur'ân'ı indi­rildiği tazeliğiyle okumak isteyen İbn-i Mes'ûd'un kırâatiyle okusun." buyurdular.

Abdullah bin Mes'ûd anlatıyor: Bir gün Resûlullâh (s.a.v.) "Bana Kur'ân oku da dinleyeyim." buyurdu. "Sa­na indirildiği hâlde ben nasıl olur da sana okuyabilirim?" dedim. "Ben onu başkasından dinlemeyi severim." bu­yurdular. Ben de Nisa sûresinden okumaya başladım. Nisa sûresinin 41. âyetine geldiğimde dizi ile bana do­kundu. Bir de baktım ki, gözlerinden yaşlar akıyordu.

Abdullah b. Mes'ûd, zayıf, kısa boylu ve bacakları çok ince idi. Bir gün Resûlullâh (s.a.v.) için erak ağacından misvak kesiyordu. Rüzgar estikçe dallarla birlikte salla­nıyordu. Oradakiler bu duruma güldüler. Resûlullâh (s.a.v.) "Niye gülüyorsunuz?" diye sorunca 'Ayağının in­celiğine gülüyoruz.' dediler. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.): "Nefsim kudretinde bulunan Allah'a yemîn ede­rim ki, kıyamet günü İbn-i Mes'ûd'un ayakları mîzanda Uhud dağından daha ağır olacaktır." buyurdular.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder