13 Kasım 2009 Cuma

Her hayrın başı "Bismillah"

Her hayrın başı "Bismillah"
Cuma'ya Özel/ 13 KASIM 2009 CUMA


Aziz ve muhterem Müslümanlar!

Konumuz, Besmele'nin fazileti ve ehemmiyeti hakkındadır.

Bildiğiniz gibi, "Bismillah her hayrın başıdır." Bismillah'la başlanan işler hayırla başlar, hayırla biter. Bismillah İslâm'ın nişanı olduğu gibi bütün mevcudatın, canlı cansız her yaratılmışın lisan-ı haliyle, kendine mahsus diliyle devamlı okuduğu mübarek bir kelimedir. Bismillah tükenmez bir kuvvet, bitmez bir berekettir. Allah'ın sonsuz rahmetine yetişmek için bir mi'rac, bir yol vardır. O da "Bismillâhirrahmanirrahim'' dir.

Besmele tek bir âyet olduğu halde Kur'ân'da 114 defa nazil olmuştur. Her sûrenin başında Besmele bir rahmet anahtarıdır. Bütün mübarek kitapların ve umum mübarek işlerin başinda "Bismillah" yazılır, okunur. Besmele'siz kitaplarda, işlerde hayır ve bereket yoktur. Zira ebterdir. Rahman ve Rahîm olan Allah'tan müsaade alınmamıştır. İrtibat ve münasebet kesiktir. Bismillah arşı ferşe bağlayan ve kâinatı ışıklandıran nuranî bir direktir, bir hattır. Bu hat kesik olunca âlem zulmet içinde kalır. Bu nurlu âyete herkes her dakika muhtaçtır. Öyle bir hakikattir ki, milyonlar defa tekrar edilse yine ihtiyaç vardır. Değil ekmek gibi hergün, belki hava ve ışık gibi her dakika, her nefes ona ihtiyaç ve iştiyak vardır.

Aziz mü'minler!

Bismillah'ta Rabbimizin en büyük ismi olan lafza-i Celâl ile beraber Rahman ve Rahîm sıfatları da vardır. İşârâtü'l-İ'câz tefsirinde izah edildiği üzere Bismillah güneş gibi nur kaynağıdır. Başkalarıni tenvir ettiği gibi kendini de gösteriyor.

Bismillah'ın faziletini Resûl-i Ekrem Efendimiz (sav) bakınız ne güzel ifade etmiştir: "Bismillâhirrahmânirrahîm miftâhu külli kitabin." Yani: "Besmele her kitabın anahtarıdır. Besmele Allah'ın isimlerindendir. Besmele'yle Allah'ın ism-i âzami arasında gözün beyazıyla siyahı arasındaki gibi yakınlık vardır." (Müstedrek) "Her mühim iş ki, Bismillah'la başlanmamıştır; o işin sonu yoktur! Kapılarınızı Besmele'yle kapatınız. Çünkü şeytan kilitlenmiş kapıyı açamaz." Bir sahabeye hitaben, "Evlâdım, Besmele çek! Sağ elinle önünden ye!" buyurdular.

Besmele'nin fazilet ve esrarı o kadar çoktur ki, kalemler onu yazmaktan âcizdir. Besmele sûrelerin tacıdır, dertlerin ilâcıdır. Fâtiha'nın fihristesi ve Kur'ân'in mücmel bir hülâsasıdır.

Köylünün biri gelip Resûl-i Ekrem'in (sav) hazır bulunduğu bir sofraya oturarak Besmele siz yemeğe başladı. Bir iki lokma alınca yemek tükendi. Durumu gören Peygamber Efendimiz (sav), "Eğer bu adam Bismillah diyerek başlasaydı, yemek hepimize kâfi gelirdi" buyurdular.

Bismillah'ın en kısa mânâsı, "Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla, izniyle başlarım! Yâ Rab! Ben senin isminin yardımı ve bereketiyle okumak, çalışmak istiyorum! Herşey senin kudretinle, icadınla, tevfikinle olduğu gibi yalnız ve yalnız senin isminle başlıyorum!" demektir.

Aziz kardeşlerim! Birinci Söz'de ifade edildiği gibi, "Bütün mevcudat lisân-ı hal ile Bismillah der. öyle mi? Evet, nasıl ki görsen bir tek adam geldi; bütün şehir ahalîsini cebren bir yere şevketti veya cebren işlerde çalıştırdı. Yakînen bilirsin, o adam kendi namıyla, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor. Belki o bir askerdir. Devlet nâmına hareket eder, bir padişah kuvvetine istinat eder. öyle de, herşey Cenâb-ı Hakk'ın namına hareket eder ki, zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler başlarında koca ağaçları taşıyor; dağ gibi yükleri kaldırıyorlar. Demek herbir ağaç Bismillah der, hazine-i rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık ediyor. Herbir bostan Bismillah der, matbaha-i kudretten bir kazan olur ki, çeşit çeşit pekçok leziz taamlar içinde beraber pişiriliyor.

Herbir inek, deve, koyun, keçi gibi mübarek hayvanlar Bismillah der; rahmet feyzinden bir süt çeşmesi olur, bizlere Rezzak namına en latif, en nazif âb-ı hayat gibi bir gıdayı takdim ediyorlar. Herbir nebat ve ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök ve damarları Bismillah der, sert olan taş ve toprağı deler geçer. Allah namına, Rahman namına der, herşey ona müsahhar olur. Madem herşey manen Bismillah der, Allah namına Allah'ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi Bismillah demeliyiz, Allah namına vermeliyiz, Allah namına almalıyız, öyleyse Allah namına vermeyen gâfıl insanlardan almamalıyız.

Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah ne fiyat istiyor?

Evet, o Mün'im-i hakikî bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise 3 şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir. Başta Bismillah zikirdir, âhirde Elhamdülillah şükürdür, ortada bu kıymettar hârika-i sanat olan nimetlerin Ehad, Samed'in mûcize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek fikirdir.

Bir pâdişâhın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de, zahirî mün'imleri medih ve muhabbet edip Mün'im-i hakikîyi unutmak ondan bin derece daha belâhettir. Böyle ebleh olmamak..." isterseniz Allah namına veriniz, Allah namına alınız. Allah namına başlayınız, Allah namına işleyiniz. Her işte Bismillah'ı dilinizden düşürmeyiniz. Rahmet hazinelerinin en kıymetli ve en birinci anahtarı Bismillâhirrahmânirrahîm olduğunu unutmayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder