06 Kasim 2009 Cuma - 06 November 2009 Freitag - 06.11.2009 -
Aziz ve muhterem Müslümanlar!
Konumuz, Kur'ân-ı Azîmüşşan'ı okumanın fazileti hakkındadır. Haşir Sûresi, âyet 21'de Cenâb-ı Hak buyuruyor: "Eğer şu Kur'ân'ı bir dağ üzerine indirseydik, o dağı Allah korkusundan alçalmış ve paramparça olmuş görürdün!"
Başka bir âyette, "Şu Kur'ân insanların kalp gözlerini açacak bir nur, sağlam bilgi edinmek için bir hidayet ve rahmettir" (Câsiye, 20) buyurulmaktadır. Diğer bir âyetse şöyledir: "Bu Kur'ân insanlar için bir beyandır, müttakîler için de bir hidayet ve rahmettir" (Al-i İmrân, 138)
Şu dünya dershanesinde her Müslüman Kur'ân'ın talebesidir.Herşeyden evvel okuyup anlayarak amel edeceğimiz İlahî kitap, Kur'ân-ı Kerîm'dir. O ezelîdir, ebedîdir. Daima genç ve tazedir. O Allah'ın kelâmı, Allah'in fermanıdır. Hakikî mürşid ve rehber Kur'ân'dır.Dünya medresesinin en büyük muallimi olan Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Efendimiz bize Kur'ân'ı ders vermiş. Onu okumayı, içindekilerle amel etmeyi emretmiştir.
Şu hadîs-i şerifleri dikkatle dinleyiniz:
"Sizin en hayırlınız Kur'ân'ı öğrenip öğreteninizdir.
Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur'ân okumaktır.
Muhakkak Kur'ân bir zenginliktir ki, artık onun üstünde zenginlik olmadığı gibi onunla beraber de fakirlik yoktur. Kendisine Kur'ân nasip olan kimse, başkasının kendisinden daha zengin olduğunu zannederse, Allahu Teâlâ'nın âyetleriyle alay etmiş olur.
'Demir paslandığı gibi şu kalpler de paslanır!' buyurdu. 'Cilâsı nedir yâ Resûlallah?' diye sorulunca, 'Kur'ân okumak ve ölümü hatırlamaktır!' buyurdu."
Ashâb-ı Kiram'dan Ebû Hureyre (ra.) bu mevzuda şu açıklamayı yapıyor:
"Hangi evde Kur'ân-ı Kerîm okunursa, orada bolluk ve bereket çoğalır. Şeytanlar uzaklaşır. Ve melekler oraya dolarlar. Hangi evde Kur'ân okunmazsa o evde darlık, sıkıntı, huzursuzluk başgösterir. Rahmet melekleri oradan uzaklaşır ve şeytanlar orayı istilâ ederler."
Aziz kardeşlerim! Allah katında Kur'ân'dan daha üstün şefaatçi yoktur. Bir Müslüman Allah rızası için Kur'ân-ı Kerîm'i okuduğu zaman melekler onun etrafında toplanırlar, onun alnından öperler. O kul için Allah'tan af ve mağfiret dilerler. Kur'ân kalplere kuvvet ve gıdadır. Ruhlara şifâdır. Onu tekrar tekrar okumaya ihtiyacımız vardır. Gıdanın tekrarı kuvveti artırdığı gibi Kur'ân-ı Kerîm'i tekrar okumak da manevî gıdamızın kaynağıdır.
Evet, "Kur'ân hem zikirdir, hem fikirdir. Hem hikmettir, hem ilimdir. Hem hakikattir, hem şeriattır. Hem sadırlara şifa, mü'minlere hüdâ ve rahmettir."
Bir ana-babanın çocuklarına karşı en mühim vazifesi, onlara Kur'ân öğretmektir, Kur'ân terbiyesi vermektir. Hususan tatil devresi bu iş için bir fırsattır, kaçırmayalım! Her çâreye başvuralım! Yavrularımızı Kur'ân ve îman dersleriyle tanıştıralım!
Fahr-i Kâinat Efendimiz'in (sav) şu tavsiyelerine kulak verelim:
"Kur'ân okuyunuz! Zira o Kur'ân okuyanlara kıyamet gününde şefaatçi olarak gelecektir. Evlerinizde çok çok Kur'ân okuyunuz! Çünkü Kur'ân okunmayan evde hayır az, serse çok olur. Ve o ev halkı daima sıkıntılı ve huzursuzdur. Kalbinde, kafasında Kur'ân'dan hiçbir âyet bulunmayan kimse harap bir ev gibidir. Kur'ân apaçık bir nur, hakîm bir zikir ve en doğru yoldur."
Muhterem Müslümanlar!
Hasta kalplerin şifası Kur'ân okumaktır. Hasta milletlerin kurtuluş reçetesi Kur'ân'a sarılmaktır. Dinimizin temeli Kur'ân olduğu gibi İslâm âleminin temeli de Kur'ân'dır. Yeryüzünde hâkimiyet Kur'ân'ın hakkıdır.
"İstikbal yalnız ve yalnız islâmiyet'in olacak, hâkim hakaik-i Kur'âniye ve îmaniye olacak!"
Asrımız Kur'ân asrıdır. Dünya milletleri İslâm'a koşuyor. Dinsiz, imansız, Kur'ân'sız hiçbir milletin yaşayamayacağı yavaş yavaş anlaşılıyor. Bütün dünyada Kur'ân'a bir dönüş ve yöneliş vardır. Kur'ân'ın nuru dünyayı saracaktır. Şu âhirzamanda maddî elektrik, ışık, nur her yere ulaştığı gibi, manevî elektrik olan Kur'ân ve îman nuru da ulaştırılmalıdır. Kur'ân'ın hakikatlan her eve, kalbe ve kafaya hâkim olmalıdır.Mülk Allah'ındır. Kur'ân Allah kelâmıdır.
Geliniz, Kur'ân'ı okuyalım, hayatımıza tatbik edelim, bütün sıkıntılardan kurtulalım !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder