YEMİNİN KISIMLARI VE HÜKÜMLERİ
13 Subat 2010 Cumartesi
Allâhü Teâlâ'nın ismi veya sıfatlarından biriyle yapılan yeminler üç kısımdır:
1- Yanlışlıkla veya doğru olduğunu zannederek yalan yere yapılan yemindir ki buna Yemîn-i Lağv denir.
Bir kimsenin kasıtsız olarak başka bir şey söyleyecek iken 'Vallahi' diye yemin etmesi ve borcunu ödemediği hâlde ödediğini zannederek 'Vallahi borcumu ödedim.' diye yemin etmesi de böyledir.
Böyle yeminden dolayı keffâret lazım gelmez. Bunun bağışlanacağı umulur.
2- Yalan yere kasten, bilerek yapılan yemindir ki buna Yemîn-i Gamûs denir. Meselâ borcunu ödemediğini bildiği halde 'Vallahi, ben borcumu ödedim' diye yemin etmesi bu kabildendir.
Bu pek büyük bir günahtır. Böyle yalan bir yemin yurtları vîrân, yalancıları mahv u perişan eder. Bunun keffâreti yoktur. Bunun günahından keffâret ile de kurtulunmaz. Bağışlanması için tevbe ve istiğfar etmelidir. Bu yüzden herhangi bir kimsenin bir hakkı zayi olmuş ise onu yerine getirip helâllik almak lâzım gelir.
3- Mümkün olan ve geleceğe ait bir şey hakkında yapılan yemindir. Buna Yemîn-i Mün'akide denir. 'Vallahi, ben yarın borcumu vereceğim' veya 'Vallahi, ben filân kimseyle konuşmayacağım.' denilmesi gibi.
Böyle bir yemine riâyet edilirse keffâret lazım gelmez. Fakat riâyet edilmezse yemin bozulmuş, keffâret lâzım gelmiş olur.
Böyle bir yemine riâyet etmek lâzımdır. Ancak riâyet edildiği takdirde bir farz işlenmemiş olacak veya umumun menfaati zarar görecekse veya bir musibet işlenecek olursa bu yemine riâyet edilmemesi icâb eder. Bu yemin bozulur, keffâret verilir ve Allâhü Teâlâ'dan af dilenir.
Meselâ: bir kimse borcunu vermemeye veya babası ile konuşmamaya yemin etse buna riâyet edemez. Borcunu verir, babasıyla konuşur, sonra da keffâretini yerine getirir.
13 Şubat 2010 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder