1 Şubat 2010 Pazartesi

PEYGAMBERİMİZİN GÜZEL AHLÂKI

PEYGAMBERİMİZİN GÜZEL AHLÂKI
01 ŞUBAT 2010 PAZARTESI

Yahudi kavminden iken imân eden bir sahâbî şöyle anlattı: Ben, Peygamberimiz hakkında Tevrat'ta bildiri­len hilmi (yumuşak huyluluğu) hariç- bütün vasıfları ken­disinde gördüm. Belli bir süre içinde ödemek üzere ona 30 dînâr borç vermiştim. Borcun vâdesine bir gün kala yanına geldim ve "Ey Muhammed! Borcunu öde. Zâten, siz Abdülmuttalib oğulları, borcunuzun vaktini geçirir, uzatır durursunuz!" dedim. Bunu duyan Hz. Ömer:

"Ey Yahudi! Vallahi, eğer Resûlullâhın evinde olma­saydın, gözünü patlatırdım!" dedi.

Peygamberimiz: "Allah seni bağışlasın ey Ömer! Biz senden, borcumu ödememi emretmeni isterdik. O da alacağının ödenmesinde kendisine yardım etmiş olma­nı isterdi." buyurdu.

Benim onu bilmemezlikten gelmem, onun sâdece hilmini artırmıştı. Peygamberimiz:

"Ey Yahudi! Senin bendeki alacağının va'desi yarın dolacak!" buyurdu. Sonra da, Hz. Ömer'e:

"Ey Ebû Hafs! İlk gün onu istediği bahçeye götür! Kabul ederse, ona şu kadar ölçek hurma ver. Dedik­lerinden dolayı da ona şu kadar ölçek fazla ver. Eğer o bahçeyi beğenmezse, falan bahçeden ver," buyurdu.

Hz. Ömer beni bahçeye götürdü. Hurmasını beğen­dim ve kabul ettim. Hz. Ömer bana, Peygamberimizin dediği kadar hurma verdi. Ayrıca emrettiği fazla miktarı da verdi. Hurmaları teslim alınca:

"Ben şehâdet ederim ki: Allah'tan başka ilâh yoktur ve Muhammed de, Allah'ın resulüdür! Tevrat'ta haber verilen bütün vasıfları onda gördüm. Sâdece hilm sıfa­tını görememiştim. Sırf bunu anlamak için bunları yap­tım ve aynen Tevrat'ta anlatıldığı gibi buldum. Beni böy­le yapmağa sevk eden sebep budur. Sen şahit ol ey Ömer, ben bu hurmaları ve malımın yarısını müslümanların fakirlerine bağışladım." dedim.

Yüz yaşındaki bir ihtiyarın dışında bu zâtın akraba­larının tamâmı müslüman olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder