FAHRETTİN PAŞA
20 TEMMUZ 2010 SALI
1. Dünya Harbi’nin sonuna doğru, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandı. Dünya yüzünden Türklüğü silmeye niyetli bazı Batı devletleri el ele verip; güzel vatanımıza saldırdılar. Devletteki idare zaaflarına, yokluklar da eklenince, yenilgi kaçınılmaz oldu. Türk ordusu Galiçya’dan, Aden’e kadar 7 cephede savaşıyordu.
Bu cephelerden üçündeki komutanlar; “Biz böyle bir mütarekeyi duymadık. Emir de almadık ve tanımıyoruz.” diye, savaşmaya devam ettiler. Bunlar Güney Yemen-Lahiç bölgesi Komutanı Ali Sait Paşa, Asir bölgesi Komutanı ve Medine-i Münevvere’deki Hicaz Bölgesi Kuvve-i Seferiye Komutanı Fahrettin Türkkan Paşa.
Mondros Mütarekesini bu komutanlara İttihatçılar, İngiliz gemileri telsizleri ile tebliğ etmeye çalıştı. Fakat onlar ağız birliği etmişçesine; “Bize Mektebi Harbiye’de harp etme sanatı öğretildi. Vatan nasıl teslim edilir, satılır öğretilmedi.” diyerek 23 Ocak 1919’a kadar; yani mütarekeden sonra 85 gün daha savaşa devam ettiler. İşte bu 85 gün bilhassa, Medine-i Münevvere’deki Fahrettin Paşanın adı, Hindistan’dan ta Fas’ın Okyanus sahillerine, bütün Balkanlara, Orta Asya’ya kadar bütün İslâm âleminde dilden dile dolaşmaya başladı. Paşamız bir rüyâ kahramanı idi. Ve işte o zamanlarda doğan çocuklarına binlerce insan, Fahrettin adını koydu...
Fahrettin Paşa İngiliz esaretinde, bir müddet Mısır’da tutuldu. Yanına iki tane İngiliz yüzbaşısı güya yaver olarak verildi. Paşa tutulduğu kışladan zaman zaman şehre çıkabilirdi. Yani kontrollü serbest. Paşa şehre çıktığında, Kahire trafiği onu görmek isteyenlerden, altüst oluyordu. Yüzbinler alkış tutuyordu. İngilizler üniforma ile çıkmamasını rica ettiler. Paşa da; “Harbiyeden mezun olduktan sonra 40 sene sırtıma sivil elbise giymedim. Nasıl giyilir bilmem.” dedi. İngilizleri esarette de protesto ederek, bir daha sokağa çıkmadı...
Kaynak: Türkiye Takvimi
20 Temmuz 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder