SALEVÂT GETİRMEK
19 TEMMUZ 2010 PAZARTESi
Âyet-i celîlede "Muhakkak ki, Allah Teâlâ ve melekleri peygamber üzerine salâtta bulunurlar. Ey imân etmiş kimseler! O'nun üzerine salâtta, teslimiyetle selâmda bulunun. " (Ahzâb Sûresi-56) buyurulmustur. Yani Allâhü Teâlâ ve melekleri, Muhammed Mustafâ'nin şan ve şerefini dâimâ ta'zim ederler. Ey îmân edenler, siz de elinizden geldigi kadar ona hürmet ve saygida kusur etmeyerek, salatta bulunun meselâ "Allâhümme salli alâ Muhammedin ve sellim" deyiniz, demektir.
Allâhü Teâlâ'dan salevât; rahmet ve magfiret etmek, meleklerden ve insandan salevât; istigfar yani onlar icin rahmet ve magfiret istemektir.
Resûlullah'a salevat getirmek, Hicret'in ikinci yilinda, Ahzâb Sûresinin 56. âyetinin indigi ve Resûlullah'a salevât ayinda (Şabân) emrolundu.
Resûlullah'a salevât getirmek Allâhü Teâlâ'nin emrine uyarak, rizâsini istemek ve Resûlullah'in üstümüzde olan hakkini ödemektir.
Resûlullah'a salevât getirmemiz, hâsâ ki, onun icin Allâhü Teâlâ katinda sefaat degildir. Allâhü Teâlâ bize iyilik edene mükâfati, yani iyilikle karsilik vermeyi ve karsilik vermekten âciz oldugumuza da duâ etmemizi emretmistir. O halde Allâhü Teâlâ üzerimizde hadsiz, hesabsiz hakki olan Resûlullah Efendimize, baska bir seyle karsilik vermekten âciz oldugumuzu bildiginden, salevât-i şerife okuyarak karsilik vermegi emretti.
Resûl-i Ekrem'den baska peygamberlere de, -anıldıkları zaman-, salâtü selam okumak fazîletlidir. Hadîs-i Şerif'te, "Bana salevât okuduğunuz zaman, Allâhü Teâlâ'nın bütün peygamberlerine de salevât okuyun. Zirâ Hak Teâlâ ben peygamber olarak gönderdigi gibi, onları da gönderdi." buyurulmustur.
Kısa bir salevât-ı şerife: 'Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammed.'
Kaynak: Fazilet Takvimi
19 Temmuz 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder