2 OCAK 2011 PAZAR - 27 MUHARREM 1432
Abdullah bin Ömer (r.anhüma) hasta olduğu bir vakit balık yemeyi pek arzulamıştı. Şehirde ne kadar aradılarsa da bulunamadı. Ancak birkaç gün sonra bulabildiler ve -pahalı olarak- bir buçuk dirheme satın aldılar.
Balık kızartılıp bir ekmek üzerinde kendisine sunulduğu sırada bir dilenci gelip kapıyı çaldı. İbn-i Ömer (r.a.), hizmetçisine balığı ekmeğe dürüp ona vermesini emretti. Hizmetçi: "Allah iyiliğinizi versin, siz bunu bunca vakittir arzu ederdiniz. Nice günler aradık, bulamadık. Bulduk, kıymetinin üzerinde aldık. Şimdi onu veriyorsunuz. Bari kıymetini versek de balık kalsa!.." dedi.
İbn-i Ömer (r.a.): "Balığı ekmeğe dür, o fakire ver." dedi. Hizmetçi gitti, yine de dilenciye balık yerine bir dirhem para verdi, balığı aldı getirdi.
İbn-i Ömer (r.a.): "Bu balığı götür ona ver, verdiğin parayı da geri alma. Muhakkak ben Resûlullâh Efendimiz'den (s.a.v.) işittim, buyurdular ki:
"Hangi kimse canı bir şeyi çok arzu ettiği halde arzusunu yenerek bir müslüman kardeşini kendisine tercîh ederse, Allâhü Teâlâ onu elbette bağışlar."
Kaynak: Fazilet Takvimi / 30 Aralık 2010 Persembe - 24 Muharrem 1432
************************************************************************************
BİR HADİS-İ ŞERİF
Misafirlik üç gündür. Bundan fazlası sadakadır. Ravi: Ebu Davud, Et'ime 5 ************************************************************************************
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder