3 OCAK 2011 PAZARTESi - 28 MUHARREM 1432
Müslümanlar; millî birlik ve beraberliğe çok önem vermeli, memleketlerinin kalkınması için maddî, manevi seferber olmalı, din bilgilerini iyi öğrenmeli, Allah'a ve kullara karşı olan vazifelerini, borçlarını yerine getirmelidir. İslâm’ın güzel ahlâkı ile bezenmeli, kimseye zarar vermemelidir. Fitne çıkarmamalıdır. Dinimiz böyle olmamızı emrediyor, Müslümanın ilk vazifesi; nefsine, şeytana uymayıp ve kötü arkadaşlara, azgın, âsî kimselere aldırmayıp, kanuna karsı suçlu olmaktan, Allahü Teâlâ'ya karşı da günah islemekten sakınmalıdır. Allahü Teala, kullarına üç vazife verdi:
Birinci vazifesi: Şahsî vazifesidir. Her Müslüman kendisini iyi yetiştirecek, sıhhatli, edepli, iyi huylu olacak, ibadetlerini yapacak, ilim ve güzel ahlak öğrenecek, helal lokma kazanmak için çalışacaktır
İkinci vazifesi: Aile içinde ki vazifesidir. Hanımına, ana-babasına, çocuklarına,kardeşlerine olan vazifelerini yerine getirecektir,
Üçüncü vazifesi: Cemiyet içindeki vazifeleridir. Komşularına, hocalarına, talebelerine, ailesine, emrinde olanlara, hükümete ve devlete, bütün vatandaşlara, dini ve milleti başka olanlara karşı vazifeleridir.
Kaynak: ----- / 1 Ocak 2010 Cumartesi - 26 Muharrem 1432
************************************************************************************
BİR HADİS-İ ŞERİF
Kim bilgisizliğine, ehliyetsizliğine rağmen fetvâ verirse gökteki ve yerdeki melekler ona lanet eder. Ravi: Tirmizi ************************************************************************************
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder