25 Mart 2010 Perşembe

AMELLERİN KIYMETİ

AMELLERİN KIYMETİ
25 MART 2010 PERSEMBE

Gençliğin ilk devreleri hevâ ve heves zamanları ol­duğu gibi, aynı zamanda ilim ve amel tahsil etme zamanıdır. Bu devrelerde, şehevî ve nefsânî mâniler çok fazla olduğundan dine uygun olarak işlenen amelin meziyeti, itibarı, diğer zamanlarda işlenen amelden kat kat fazladır.

Zîra meşakkat ve mihnete sebep olan bir mâninin bulunması, yapılan amelin kıymetini semâya yükseltir. Meşekkat ve mihnete sokan bir mâninin olmaması ise onun amelinin kıymetini düşürür. Bu sebeple insanların havâssı (seçilmişleri), meleklerin havâssından (seçil­mişlerinden) daha faziletlidir.

Zîra insanların tâatı (ibâdeti ve Allah'ın emrine uyması)nın bir takım mânileri var iken, meleklerin ibâdeti, bu mânilerden uzaktır.

Görülmüyor mu ki, askerlerin itibarı, devletin bekası­na mâni olan düşmanların istilâları zamanındadır. As­kerlerin böyle zamanlardaki küçük hareketleri (hizmet­leri), onların sair zamanlardaki birçok hareketlerinden kat kat üstündür.

Malumdur ki, hevâ ve heves Allâhü Teâlâ'nın düş­manları olan nefis ve şeytanın razı oldukları şeylerdir. İlim ve İslam dinine uygun amel işlemek ise Allâhü Teâlâ'nın razı olduğu şeylerdir. Mevlâ'nın düşmanlarını razı edip, nimetlerin sahibi olan Mevlâ'yı gazaplandırmak akıl kârı değildir. (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbani 3-25)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder