8 Mart 2010 Pazartesi

SALÂHADDÎN EYYÛBÎ

SALÂHADDÎN EYYÛBÎ
08 MART 2010 PAZARTESI

Salâhaddîn Eyyûbî, bir muhasara sırasında istirahat et­mekte iken muhafızlardan biri çadırına girip başına bıçak­la vurur. Darbenin tesiriyle derhal yatağından fırlayan Sa­lâhaddîn Eyyûbî, adamın silahını elinden alarak onu za­rarsız hale getirir. Bu sırada bir diğeri içeri girip hücum eder. Bununla uğraşırken üçüncü bir şahıs da saldıranın yardımına gelir. Bu sırada kumandanlardan biri de Salâ­haddîn Eyyûbî'nin yardımına koşar. Salâhaddîn Eyyûbî hasmına galip gelerek, kumandanla beraber üçüncü şah­sı canlı ele geçirirler. Yapılan tahkîkâttan sonra saldıran­ların, Bâtinîlerin İsmâilî koluna mensup fedailer oldukları ve Halep'te bulunan emirlerinin emriyle geldikleri anlaşılır.

Bâtinîler, başlangıcından beri her devletin meşhur şahsiyetlerine saldırmaktan geri durmamış ve Nizâmülmülk gibi nice kimseleri öldürmüş, zamanlarında bulu­nan en kuvvetli sultanların dahi huzurunu kaçırmışlar ve hiç kimseye de mağlup olmamış idiler.

Sultan Salâhaddîn bu kan dökücü topluluğun serlerini defetmeyi, lâyık olmaya çalıştığı insanların koruyucusu mevkiinde bulunmasının gereği olarak görüyordu. Hazırladığı bir kuvvet ile Bâtinîlerin sığındıkları dağa yürü­dü. Girdiği her mücâdeleyi kazanarak bir haftada düş­manın idare merkezine vardı ve Bâtinîleri tövbe ettirdi. Hatta kalplerine o derece dehşet ve korku verdi ki Sa­lâhaddîn Eyyûbî'nin hayatı boyunca daha hiçbir suikas­ta cesaret edemediler.

Kaynak: Semerkand Takvimi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder