21 Mart 2010 Pazar

BİR BÖLÜK KUMANDANININ HATIRA DEFTERİNDEN

BİR BÖLÜK KUMANDANININ HATIRA DEFTERİNDEN
21 MART 2010 PAZAR

Çanakkale'de; Kanlısırt'taki düşmanın ileri siperlerin­den birinde bir mitralyöz, fırkanın bütün cephesini taciz ediyordu. Daha bitirilememiş gizli yollardan bâzıları bu mitralyözün ateşi altında idi. Ara sıra sipere gelirken vu­rulanların acı haberlerini alıyorduk...

Gece toplanmış konuşuyorduk. Sohbetimiz bu uğur­suz mitralyöz üstünde dönüp duruyordu:

- Ey!.. Bu mitralyöz tahrip edilemeyecek mi?

- Siperler yakındır, topçu ateş edemez.

- Bir hücum yapsak! -Kumandan müdâfaada kalmayı tercih ediyor.

- Sen ne dersin ha, Mustafa Çavuş; can sıkmaya başlamadı mı bu mitralyöz?

O, cevap vermedi; derin derin düşünüyordu; Akşe­hir'in Karapınar nahiyesinden Mehmed oğlu Mustafa, en babayiğidimiz idi. Bahis değişmek üzere iken Mus­tafa Çavuş: "Ben bunu gidip götürürün!" dedi. "Satmıyorlarmış galiba!..." diye latife ettik. Fakat o, hiç tavrını bozmadı. Kendini siperin üstüne fırlattı. İki hemşerisi ar­kasından koştu. Hepimiz heyecandan sararmış, tüfek­leri sıkıyorduk. Şu dakika hücuma kalkmak için öyle da­yanılmaz bir arzu duyuyorduk ki. Hey yâ Rabbi, eğer gidenler gelmeyecek olurlarsa!..

Kulaklarımızı toprağa yapıştırıp kurşun seslerini, bomba uğultularını dinleyerek tam bir çeyrek bu vazi­yette bekledik...

Mustafa Çavuş arkasında bir mitralyözle geliyordu. Yanında bir kişi vardı. Sonra anladık ki, üç arkadaş görünmeksizin ilerlemişler, mitralyözün bulunduğu sipere atlamışlar, birkaç süngü darbesinden sonra, büyük bir baskına uğradığını zanneden düşman dağılmaya başla­mış. Mustafa Çavuş mitralyözü omuzlamış dönerken ar­kadaşı alnına isabet eden bir kurşunla şehîd düşmüş...

Mustafa Çavuş, arkasında zaptettiği mitralyözle, göz­leri yaş dolu yanımıza geldi. Kaybettiği arkadaşının tees­süründen titreyen bir sesle: "Alun şu uğursuzu, bana bahâlıya oturdu!" dedi. (Çanakkale Cephesi, Çamlıca)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder