29 Mart 2010 Pazartesi

KUR ÂN-I KERÎMDEKİ KISSALAR

KUR ÂN-I KERÎM'DEKİ KISSALAR
29 MART 2010 PAZARTESİ

Kur'ân-ı Kerîm'de bâzı peygamberlerin (aleyhimüsselâm) hayâtlarına, geçmiş ümmetlerin hallerine dâir bir kısım malûmat verilmiştir. Peygamberlerin gönderilmesindeki hikmet ve netîcelerine dâir pek mühim hakîkatleri îzah eden bu kıssalar, ibret gözüyle okunduğu za­man bunlardan alınacak olan ibret dersleri, kütüpha­neler dolusu târih kitabları okunup tetkik edilecek olsa elde edilemeyecek kadar yüksektir.

Kur'ân-ı Kerîm'in nüzulünden evvel; bu kıssalardaki hakîkatler, dillerde ve kitablarda tahrif edilmiş idi. Kur'ân-ı Kerîm, bu kıssaları ne kadar güzel tebliğ ve ne ciddî bir surette beyan ve tasvir etmiştir.

Meselâ Kur'ân-ı Kerîm; Nuh Tûfânı'na, Zülkarneyn aleyhisselama, Sebe' melikesine, Ashâb-ı Kehfe dâir bize bâzı malûmat veriyor. Bunlar büyük hâdiselerdir ve hiç biri imkânsız değildir. Kur'ân-ı Kerîm'in bu bildirdik­lerine şüphe ile bakmak bir cehalettir ve bu gibi isnat­larda bulunanları: "Ona ne önünden ve ne de ardın­dan bâtıl bir şey gelemez. O hikmet sahibi, çok övü­len Allâh'dan indirilmiştir." (Fussilet Sûresi, âyet 42) mealindeki âyet-i kerimesi tekzip etmektedir.

O halde bize lâyık olan; bunlardan kavimlerin hayât tarzları ve niçin helak edildiklerinin sebeplerini ve ibret almanın yolunu öğrenmektir. Görülecektir ki bütün he­lak olmaların sebebi, Allah'ın emrini dinlememek ve rehber olarak gönderdiği; peygamberlerin kıymetini bil­memek ve binaenaleyh nimetlere şükran yerine küfrandır, nankörlüktür.

İslâm Dîni, sağlam ve mesûd bir içtimaî müessesenin asıl ve esasını teşkil eden ilâhî bir kânundur. İnsanları belâ tufanından kurtaracak olan kurtuluş gemisi İslâm'dan başkasıyla inşâ edilemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder