2 Mart 2010 Salı

SEVÂD-I A'ZAM: EHL-İ SÜNNET VE CEMÂAT

SEVÂD-I A'ZAM: EHL-İ SÜNNET VE CEMÂAT
02 MART 2010 SALI

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:

Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bir fırkadan başkası cehennemliktir." 'O hangi fırkadır, yâ Resûlallâh?' diye sorulduğunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Benim ve ashabımın yolunda olanlardır." buyurdular.

• Ümmetim dalâlet üzerine toplanmazlar. Şayet bir ih­tilâf görürseniz, sevâd-ı a'zam(ehl-i sünnet ve cemâat) a sıkıca sarılınız.

İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdular ki:

Ey necib ve bahtiyar evlâdım! İnsanın inancını, kurtulu­şa erecek olan fırkanın (ehl-i sünnet ve cemâatin) gö­rüşlerine uygun olarak tashih etmesi, düzeltmesi lâzımdır. Bu Fırka-i Naciye; ehli sünnet ve cemâat (rıdvânullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn) üzere olan fırkadır ki onlar sevâd-ı a'zam ve pek kalabalık bir cemâatdir. Akâid bu şekilde tashîh edilirse uhrevî ve ebedî kurtuluş tasavvur olunur.

Kötü (bozuk) itikat -ki bu ehli sünnet ye cemaata uy­mayan inançlardır- öldürücü zehirdir ve ebedî ölüme ve azaba götürür. Amelde müdâhene (iki yüzlülük) ve ih­mâlin mağfiret edilmesi ümid olunur. Ancak i'tikatda mü­dâhene de mağfirete ihtimâl bile yoktur. Allâhü Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Doğrusu Allah kendine şirk ko­şulmasını mağfiret etmez, ondan berisini dilediğine mağfiret buyurur." (Nisa Sûresi, Âyet 48)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder