KUŞUN NASİHATİ
14 MART 2010 PAZAR
Adamın biri bir tarlakuşu avlamış idi.
Kuş ona; "Beni tuttun ya, ne yapacaksın" dedi.
Adam; kesip yiyeceğim dedi.
Kuş, "Ben semiz değilim; ne etim var ne budum. Ne seni doyururum ne de bir derdine derman olurum. Gel beni sal, ben de sana üç şey öğreteyim ki beni yemenden senin için daha hayırlıdır. Ama birini elinde iken, diğerini ağacın dalına konduğumda, sonuncusunu da yükseldiğimde söylerim" dedi.
Adam "Peki, söyle bakalım" dedi.
Kuş adamın elinde iken "Elinden kaçırdığın şeye fazlaca üzülerek kendini helak etme" dedi.
Adam kuşu saldı.
Kuş uçtu, ağacın dalına kondu ve ikinci nasihatini söyledi; "Olmayacak şeylere inanıp bel bağlama".
Sonra iyice yükseldi ve adama, "Ey âdemoğlu! Yazık sana, eğer beni kesse idin içimde 90 gr. ağırlığında inci bulurdun" dedi.
Adam iyice hayıflanıp dövünmeye başladı. Sonra kuşa "Peki üçüncü nasihatini söyle" dedi.
Kuş, "Sen ilk ikisini dinlemedin ki, diğerini söyleyeyim. Sana elinden kaçırdığın şeye fazla üzülme dedim, üzüldün. Olmayacak işe inanma dedim, inandın. Benim içimde nasıl 90 gr. inci olur ki ?Bütün tüyüm, et ve kemiğim o kadar gelmez." dedi.
KITA:
Yâ Rab benim iktizâyı a'mâlim ile
Olmak görünür reh-rev-i ka'r-i Cahîm
Amma senin iktizâyi fazi ü keremin
Lâyık ki vere ruhsat-ı gül-geşt-i Na'îm. (Nâbî)
Ya Rabbi, benim amellerim ile bana Cehennemin dibine yolcu olmak görünür. Amma senin fazlın, keremin bana Naîm Cennetine girme ruhsatı verse lâyıktır.
14 Mart 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder