ÂLİMİN NASİHATİ
Emevî halîfesi Süleyman bin Abdülmelik, Medîne-i Münevvere'de iken Ebû Hâzim'i (r.h.) huzuruna çağırdı ve aralarında şu konuşma geçti.
-"Ey Ebû Hâzim, ölümü neden sevmiyoruz?"
-"Çünkü dünyâyı imâr edip âhireti harâb edenler için mamureyi bırakıp, harabeye gitmek zor gelir."
-"Allah'ın huzuruna nasıl varılır?" diye sordu.
-"Ey mü'minlerin emîri, iyilik ve ihsanda bulunanlar, kaybettikleri çocuklarına kavuşmuş gibi sevinirler. Kötülük edenler de efendisinden kaçmış köle gibi huzuruna çıkarlar." Halîfe ağladı ve:
-"Bari, Allâhü Teâlâ'nın huzurunda hâlimin ne olacağını bilseydim?"
-"Hâlini Allâhü Teâlâ'nın kelâmına arzeyle. Allâhü Teâlâ (meâlen) "Muhakkak ki iyiler cennette, kötüler ise cehennemdedir." (İnfitâr Sûresi, âyet 13-14) buyurmuştur. Hâline bak, sen kimlerdensin?"
-"Ya Allâhü Teâlâ'nın rahmeti kimedir?"
-"Muhsinleredir."
-"Ey Ebû Hâzim, Allah katında en keremli inşân kimdir?"
-"İyilik ve takva ehli olanlardır."
- "Amellerin hangisi daha makbuldür?"
-"Haramlardan kaçınmak, farzları yerine getirmektir."
-"Sözlerin hangisi daha makbuldür?"
-"Korktuğun ve bir şey umduğun kimseye karşı sözün doğrusunu söylemektir."
-"Mü'minlerin hangisi daha akıllıdır?"
-"Kendisi Allah'a ibâdet eden ve insanları da Allah'a ibâdete davet edendir."
-"Mü'minlerin en ziyâde hüsranda olanı hangisidir?"
- "Zâlim olan kardeşinin keyfine göre hareket edip, başkasının dünyâsı için kendi âhiretini harâb edendir."
10 Aralık 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder