İNSAN HAYÂTININ ÜÇ MERHALESİ
İnsan; başlangıcını, aslını, ölümü, kabri, belâyı tefekkür ettiği, düşündüğü zaman kibir gider, huzû ve tevâzu gelir, nimetlere şükretmek ve inkisâr hâsıl olur.
Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyuruldu (meâlen); "O kahrolası İnsan ne nankör şey. Onu -Allâhü Teâlâ- hangi bir şeyden yarattı. Onu bir damla sudan yarattı da onu takdir etti (onu uzuvlara, kuvvetlere sâhib kıldı ve en güzel biçime koydu). Sonra ona yolu kolaylaştırdı. Sonra onu öldürdü de kabre soktu. Sonra dilediği zaman da onu yeniden diriltir." (Abese Sûresi, âyet 17-22)
Burada insanın yaratılışının evveline, ortasına ve sonuna işaret edilmiştir. İnsan bir şey bile değilken yoktan yaratılmıştır. Sonra Allâhü Teâlâ onu önce topraktan, sonra nutfeden, sonra kan pıhtısından, sonra hayâtı, kuvveti, işitmesi ve görmesi olmayan bir et parçasından yaratmıştır. "Onu -Allâhü Teâlâ- hangi bir şeyden yarattı. Onu bir damla sudan yaratmış da onu takdîr etti." (Abese Sûresi, âyet 18-19) âyetinin mânâsı budur.
"Sonra ona yolu kolaylaştırdı." mealindeki âyet-i kerîme insanın hayâtından vefatına kadar kendisine kolaylaştırılarak nasîb olan şeye işaret edilmiştir. O henüz noksan bir durumdadır. Onu birtakım hastalıklar istilâ eder. Ondaki hâller, huylar birbirine zıt olur ve birbirini yıkarlar. İstemeyerek hastalanır, istemeyerek acıkır. Bir an için bile ölümden ve âfetten emîn olamaz.
Nihayet onun sonu ölümdür, azaba ve hesaba mâruz kalmaktır. İnsan hiçbir şeye kâdir olmayan, âciz bir kul oldugu hâlde ona kibir yakışır mı? Şu âyet-i kerîme bu mânaya işaret etmektedir: "Sonra onu öldürdü de kabre soktu. Sonra dilediği zaman da onu yeniden diriltir." (Abese Sûresi, âyet 21-22)
4 Aralık 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder